Hak ettiler
Gün boyu Mevlana Şehri Konya'da dostça, kol kola dolaşan gerçek futbolseverleri kutlayarak başlayalım. Hemen ardından, holigan, provokatör ya da adları her neyse; ülkedeki birlik havasını bozmak için birbirlerine saldıranları kınayalım. Utanmazlar; eğer futbolseverseniz neyi paylaşamıyorsunuz, yok değilseniz bu maçta ne işiniz var!?
Çirkinlikleri bırakıp güzelliklere dönecek olursak maç öncesi muhteşem kareografiler vardı, tüylerimiz diken diken oldu. Öncesi harikaydı da maç nasıldı derseniz? Beşiktaş günlerdir yayınlarda anlatmaya çalıştığımız gibi oynadı. Savunmada sabırla top çevirirken Tolgay, Ozi gibi yetenekli ayaklar topu Galatasaray savunmasını arkasına atmak için fırsat kolladılar. İlk yarıda oyunun hakimi olan taraf Beşiktaş'tı. Eğer Olcay iyi gününde olsa kontrolsüzce öne çıkıp geri dönemeyen Linnes'in kanadını koridora çevirirdi. Aynı şekilde Cenk biraz dikkatli olsa ilk yarıda en az bir gol bulması işten değildi. Galatasaray ilk yarıda saman alevi gibi parlayıp söndü. Selçuk, Sneijder, Tolga üçgeni kurulmasına Atiba izin vermeyince Cimbom kontrataklarla fırsat kovaladı ama pek bulduğunu söyleyemeyiz. İkinci yarıya Beşiktaş Kerim-Quaresma, Galatasaray Podolski- Eren değişiklikleriyle başladı.
Beşiktaş harcadığı enerjiyi pozisyona çevirmekte zorlanınca Güneş, sahanın iyilerinden Tolgay'ı çıkarıp Ömer kozunu oynadı. Artık Cenk'in arkasında bir golcü daha vardı. Güneş uzatmak istemiyordu vesselam. Nitekim Beşiktaş baskısı son dakikalarda tekrar artmaya başladı.
Cenk iki yüzde yüzlük kaçırınca normal süre golsüz bitti. Al Cenk'i koy Gomez'i maç 2-0 bitmişti! Uzatmada maç bi o yana, bi bu yana sallanırken G.Saray bir duran topla gol bulunca sanırım herkes bu işin bittiğini düşünmüştü; bir tek Quaresma hariç. Tabela eşitlenince Beşiktaş o moralle yüklendi ama aradığı golü bulamadı. Dolayısıyla şampiyonu penaltılar belirledi. Ben böyle durumlarda iki takımı da kutlarım.
Bravo çocuklar! Hepiniz hak ettiniz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.