Hodri meydan

Eski Yunan'ın ünlü şairi Aristophanes; "Hayat,bir tiyatro gibidir; en kötü insanlar en iyi yerlerde oturur." derken bizim futbolumuzu tanımlamış sanki!..
Kulüp yöneticilerinden TFF yönetimlerine, MHK'sından diğer kurullarına kadar, her yanımız, hep günü kurtarma peşinde olan futbol karakterleriyle dolup taşıyor...

TFF topu taca attı
TFF tüm önemli gelişmelerde kafasını kuma gömerken, herkesin isyan ettiği hakem eyyamları karşısında "MHK'yi genel kurul seçsin" diyerek topu taca atmaya çalışır... MHK Başkanı Kuddusi Müftüoğlu onlarca komik hakem eyyamını savunmak için çıktığı toplantıda medyanın sorularına cevap veremez...
İşin ilginç yanı kimse bu tavırlarından rahatsız olmayacak zannederler. Öyle de rahattırlar. Oysa ki, herkes, her şeyin farkındadır. Misal Kulüpler Birliği, son toplantısında inanılmaz doğru tespitler yapmış ve bu iki kuruma, anlayan için son derece ağır göndermeler yapmıştır. TFF'ye, "Top genel kurula atarak kurtulamazsınız, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de MHK'nın ve hakemlerin sorumluluğu sizdedir" diyen Kulüpler Birliği, MHK Başkanı Müftüoğlu'na da, açık açık, "Verecek cevabın yoksa, medyanın karşısına çıkma" mesajı göndermiştir. Yani ortadan bakan herkes Türk futbolunun ciddi bir kaos içinde olduğunun farkındadır ve çareler aramaktadır.
Türk futbolu yeniden yapılanmalı. Bu düzen değişmediği müddetçe sadece şikayetçilerin isimleri değişecek ve şikayetler hep aynı kalacaktır.

Bir dişçi bir Konyalı Kartal'ı eledi
Bir MHK düşünün, Beşiktaş'ın kupadaki ilk Konya maçına, profesyonel hakemliği kabul etmemiş, daha doğrusu kendi mesleği diş hekimliğini hakemliğe tercih etmiş olan Tolga Özkalfa'yı atıyor. Hakemliği hobi olarak yapan bir kişi, kulüplerin kaderlerini belirleme maçına çıkabiliyor.
Sonrası malum; iki bariz hakem hatası, bir kırmızı kart, verilmeyen net penaltı ve o maçtaki eyyamlar sonucu kupaya veda etmesi neredeyse kesinleşen Beşiktaş.
Aynı MHK Beşiktaş'a ve tüm futbol ailesine meydan okurcasına Konya'daki rövanş maçına da Konyalı bir hakemi atayarak, işi iyice sulandırıyor.

Pereira pastane açacak
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, "Satır aralarını okumayı biliyoruz" dedikten sonra Beşiktaş aleyhine yapılan hakem hatalarının azalması... Pereira'nın, "Bir gün lehimize penaltı verilirse eşimle pasta keseceğiz" dedikten hemen sonra 4 maçta 5 penaltıyla ödüllendirilip (!) adeta pastane açacak hale gelmesi... Trabzon ve Kasımpaşa başta, Anadolu takımlarına cart, curt diye çıkan sarı ve kırmızı kartların büyüklere asla çıkmaması...

Renk körü hakem lazım
Somut konuşmayı seven bir futbol adamıyım.
Erman Toroğlu'nu ya da o özgüven ve karakterde bir futbol insanını TFF Başkanı yapalım, Mustafa Çulcu'yu ya da o cesarete sahip bir hakem hocasını MHK'nin başına geçirelim işlerin yarısını çözmüş oluruz. İşin eğitim kısmı da var. Ahmet Çakar'ı ya da toplumun Ahmet hoca kadar güveneceği bir başka ismi de genç hakemlerin yetişeceği akademinin başına getirirsiniz ve başlarsınız; renk körü, tribün baskısına karşı sağır olabilen hakemler yetiştirmeye...
Şimdi bir hayalini kurun bakalım, Erman hocanın başkanı olduğu bir TFF'ye hangi kulüp başkanı baskı yapabilir?
Mustafa Çulcu'nun yönetiminde hangi hakem yaranma düşüncesine sahip olabilir? Avrupa standartlarında hakem kararlarıyla kulüplerin ve Milli Takım'ın başarısı da artar.
5 yıl yeter. Hadi var mısınız, hodri meydan!

TELEFONA BiLE ÇIKAMIYORLAR
Bu ligde yarış adil oluyor, olmuyor o ayrı konu ama adil olduğunu varsaysak bile buna inanan bir tek kişi bile bulmanın imkanı yok çünkü toplum, futbolu yönetenlere karşı güvenini kaybetti.
Türk futbolu yeniden yapılanmalı, bu şart. Her şeyden önce büyük kulüplerin genel kuruldaki egemonyaları kırılmalı ve genel kurul yapısı yeniden düzenlenmelidir.
Ardından Kulüpler Birliği'nin son önerileri dikkatlice okunmalı ve yeni bir yol haritası çizilmelidir. Koltuk sevdalısı olmayan, gerektiğinde tüm kulüpleri karşısına alma pahasına doğru işler yapmaya kararlı futbol insanlarına herşeyden çok ihtiyacımız var... Büyük kulüp başkanlarının telefonlarına bile çıkmaya korkan TFF ya da MHK başkanlarıyla 2 milyar dolarlık Türk futbolunu idare etmenin imkan ve ihtimali kalmamıştır. Bu görüntüyü ivedilikle değiştirmediğimiz takdirde ne Ziraat Türkiye Kupası'nın, ne de Spor Toto Süper Lig'nin marka değerini yükseltme şansımız olacaktır.