45'lik derbi
Beşiktaş ligin başından bu yana hiçbir maçta "du bakalım n'olcak" mantığıyla oynamadı. Kartal sezon başından beri ilk dakikadan itibaren saldırıp skor üstünlüğünü yakalayan bir takım görüntüsü verdi.
Buna rağmen Mancini başta Galatasaraylılar'ın büyük bölümünün beklentisi; Beşiktaş'ın derbide ilk yarıda "bekleyeceği" şeklinde.
Açık ve net söylüyorum ben böyle bir beklenti içinde değilim.
Beşiktaş klasik görüntüsüyle ilk 45'te işi bitirmeye çalışacaktır. Veli, Atiba ikilisiyle orta alanda Selçuk, Melo, Sneijder arasındaki pas trafiğini bozmayı hedefleyecek olan siyah-beyazlılar; Gökhan, Olcay ve Almeida ile de skor bulmaya çalışacaktır.
Ersan, Oğuzhan gibi kritik oyuncuları oynayabilecek durumda olsa Bilic'in hem on birle ilgili hesapları değişebilirdi, hem de kulübeyle ilgili planları.
Dolayısıyla yerli alternatiflerin sakat ve cezalı oluşları Bilic'in derin planlar yapmasını önlüyor. Dolayısıyla Hırvat hoca daha basit çözümler üretecektir. İnanç,
İstek ve azim
G.Saray'ın son haftalardaki düşüşünü ve de takım içindeki kavgalarını hesaba katarsak Beşiktaş'ın daha sakin ve özgüvenli oynayıp oyun disiplinine bağlı kalacağını düşünmek işin normalidir.
Beşiktaş daha inançlı, azimli ve istekli olacaktır. Galatasaray'ın ise tam aksine "yarıştan kopma" kaygısıyla panik halinde oynayacağını düşünüyorum.
Malum, derbilerin favorisi olmaz, bu nedenle bize düşen şu kazanır, bu kazanır demek değildir. Görevimiz takip ettiğimiz takımın nasıl oynayacağını öngörmektir. Benim öngörüm G.Saray'dan daha çok pozisyon bulan bir Beşiktaş izleyeceğimiz şeklinde. Futbol bu, çok pozisyon bulan mı kazanır yoksa az pozisyon bulan mı; onu son düdük çaldığında öğreneceğiz. Dileğim hakem Cüneyt Çakır'ın ön plana çıkmadığı bir maç olması ve hak edenin kazanmasıdır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.