Kampın yıldızı!
- Turgay Demir Yazıları
- 16 Temmuz 2013, 01:09:58
O nedenle en büyük hedefim o kampların yıldızlarıyla özel röportaj yapmaktır.
Geçen sezon başı kampında Samet hocayı kamp yerine 40 km mesafedeki canlı Kartal gösterisine götürmüştük. O kampın en iyi işiydi.
Bilic gelince röportaj için kolları sıvadım. Futbol direktörü Önder Özen'le bağlantıya geçip talebimi ilettim. Röportajı İstanbul'da yapmak istiyordum fakat zaman darlığından olmadı, kampa kaldı.
1 Temmuz'da Almanya'ya gittik, 2 Temmuz'da Özen'in kapısını çaldım!
Sağ olsun sözünü tuttu, okey verdi.
Ertesi gün röportajı yapmak için Fatih Doğan ve Raşit Ateş kardeşlerimle birlikte otele gittiğimizde ise küçük bir şok yaşadık. Diğer meslektaşlarımızın "kıskançlık kokan isyanları" karşısında devreye giren yönetici Ahmet Kavalcı,"Hoca genel basın toplantısını yapmadan özel röportaj yaptırmayacağıma dair tüm gazetecilere söz verdim! Sözümü tutacağım! Basın toplantısı sonrası ilk röportaj yine senin!" diyor ve başka hiçbir seçenek de bırakmıyordu.
Sitem ettik, tartıştık derken kendimizi Kavalcı'nın yerine koyup hak verdik.
Perşembe günü basın toplantısını gerçekleştirince o sıkıntı aradan çıktı ve ertesi gün yine kapıya dayandık! Ne var ki bu defa da Bilic "arıza" çıkardı. "Başkanla transfer konularında konuşmam lazım" diyerek ertesi gün gelmemizi istedi!
Sabır, sabır, ya sabır dedik, la havle çektik ve nihayetinde ertesi gün söyleşiyi yaptık. Muhteşem oldu. Röportaj sonrası otelden ayrıldığımız anda, diğer meslektaşlarımızın sitemkar alkışlarıyla karşılaştık! Ruh hallerini anladık, gülüp geçtik.
Röportajlar kolay okunur ama zor yapılır derim ben ve Bilic röportajında bu tezim bir kez daha kanıtlandı.
Her neyse… Bunca yaşananın ardından "Özel röportajın" değerini iyi bilen bir gazeteniz olduğunu bizzat yayın yönetmeniniz size hatırlattığı anda ise gerçek alkış seslerini duymuş oluyorsunuz.
Sonrası mı… Üç gün boyunca o röportajın manşetleri süslemesi anlatılır bir şey değil. Ne yorgunluk kalıyor, ne de stres.
KASIMPAŞA YANLIŞI!
Beşiktaş, Kasımpaşa ile yeni sezon için anlaştı, hayırlı olsun.
Ama bu akla uygun değil. 14 bin kişilik stada Beşiktaş taraftarı sığmaz. Bırakın taraftarı Bilic sığmaz!
Olimpiyat Stadı çok daha uygundu. Şehir dışında bile olsa artık metro imkanı var.
Rüzgarı kesmenin bir yolu da bulunmalıydı.
Beşiktaş yönetimi sonradan pişman olacağı bir karar aldı.
Yanlış yaptılar.
Bu arada bir devlet yöneticisi ne zaman çıkıp da bu Olimpiyat Stadı'nı yapanlardan hesap soracak onu da merak ediyorum. Öyle bir stat ki kimse oynamak istemiyor! Tam hesaplık yani!
Verin o kupayı
3 Temmuz'dan bu yana, Allah'a sığınıp inandığımı söyledim. PFDK, mahkeme ya da UEFA şöyle dursun Etik Kurulu raporunu dahi beklemeden net olarak tavır koydum; Fenerbahçe ile ilgili tapeler şikedir!
Buna karşılık hiçbir tapede şike izine rastlamadığım için Beşiktaş'ın temiz olduğuna inandım. Tayfur hocanın konuşmaları kafamı karıştırsa da şikeye ihtimal vermedim.
İki yılda yaşanan birçok yargılamada Fenerbahçe konusunda haklı çıkarken Beşiktaş cephesinde yanıldım.
UEFA Tahkim Kurulu, Beşiktaş'ın cezasını onadı. "Kişiler yaptı kulübe ceza vermeyin" tadında savunma yapanların bu sonuçta büyük hataları olsa da iş bitti.
Artık o kupa Beşiktaş Müzesi'nde duramaz.
Derhal iade edilmelidir. Yakışanı budur.
O MEŞHUR MAÇ NASIL DÖNMÜŞ!
Fenerbahçe'nin Gaziantepspor'u 3-0'dan 4-3 yendiği maç (2001) futbol tarihinin unutulmazları arasında yer alır. O dönem Gaziantepspor forması giyen Erik Yakhimovich'in yıllar sonra yaptığı açıklamalar kafaları karıştıracak cinsten!
44 yaşındaki futbol adamı, Rus basınına verdiği röportajda o maçı şöyle anlatmış: Fenerbahçe'yi ilk yarıda avladık ve 3-0 öne geçtik. Devre arasında Fenerbahçe'nin başkanı soyunma odasına inmişti ve çok kızgındı. İkinci yarıda da 4-3 yenik duruma düştük.
Gaziantep'e döndüğümüzde, 'Evet maçı sattınız' dediler.Ben de bu yönde hissetsem de pek ayrıntı bilmiyorum."
Yalanlamalar doğru olsun!
Beşiktaş kulübü geçenlerde Fotomaç'ı yalanlayıp, şu açıklamayı yaptı: "Transferde tek yetkili Önder Özen'dir!.. İkinci başkanımız Ahmet Nur Çebi transferlerin maddi bölümüyle ilgilenmektedir!
Oysa bildiğimiz kadarıyla Sayın Çebi A.Ş. yönetiminde yok... Dolayısıyla adamın kafası karışıyor!..
A.Ş. yönetiminde olmayan bir kişi nasıl olur da en önemli konuda yetkili olur. Yalanlama yapın tamam ama hiç değilse doğru olsun bari...
İverson forması!
Slaven Bilic, bir İverson hayranı olduğunu söyleyerek kendisine Beşiktaşlı İverson'ın formasını bulup bulamayacağımızı sordu. "Evvel Allah buluruz" dedik ve sosyal medyadaki yeğenlerimize başvurduk.
Sağolsun hepsi ellerindeki formaları Bilic'e vermeyi kabul ettiler. Beğendiğim iki seçenekten biri Ankara, diğeri Floryalı bir yeğene ait. Avusturya dönüşü formayı "törenle" Bilic'e verip, bir kahvesini içeceğiz.