'Yıldırım istifa' diyemeyenler!

Her türlü eleştiriye gerçekten saygılıyım, eleştiri olmadan doğru bulunmaz. Yeter ki eleştiriyi yapan, nalına da mıhına da vurmuş olsun. Bu bakışla; sekizinci Galatasaray şampiyonluğunu görme yolunda ilerleyen Aziz Yıldırım'ı, Fenerbahçe'ye yaşattığı şike sürecine rağmen istifaya davet edemeyenlerin Beşiktaş'ın makus talihini değiştirmeye çalışan Fikret Orman'ı istifaya davet etmelerini anlamam. Çünkü bu nalına vurmak,
mıhı bilerek ıskalamaktır!
***
AYBABA'NIN EĞRiSi, DOĞRUSU
Samet hoca, Beşiktaş'ta bir büyük iş başardı ve bin türlü sorun arasında aile ortamı kurmayı başardı. Beşiktaş'ın bugün bulunduğu noktaya gelmesinin sebebi bu. Yoksa o kadar dert arasında bu takım çok kötü günler de yaşayabilirdi. Bu noktada hocaya teşekkür bir borçtur. Aynı Samet hoca, maç kazandıkça ekseninden saptı, oyuncularla diyaloğu bozuldu ve birçok maçı kendi hatalarıyla kaybetti. Beşiktaş'ın daha ileri gitmesini engelleyen de budur. Bu noktada ise Aybaba'yı eleştirmek haktır. Hoca giderse Beşiktaş'ı ilk dörde soktuğu için değil, daha ileri gitme şansı varken el frenini çektiği için gidecek. Bu gerçeği görmesi de şarttır!
***
ORMAN'I YAKMAK KOLAYDIR!
Ne zulüm, ne merhamet; mutlaka adalet. Yazarken, konuşurken düsturum bu sözdür. Hazreti Ömer adaleti peşinde koşarım. Biliyorum şimdi birileri, "Vay efendim sen mi adilsin?" diyerek kendi terazilerinde tarttıkları yorumlarımızı hatırlayacaklar. Bu da normal, Fransızlar'ın dediği gibi: Adalet yorumlarımız saatlerimize benzer. Çoğu başka başka yerler gösterir ve herkes kendininkine itimat eder. Dolayısıyla ben de kendi saatime, yani vicdanıma bakarım. Konumuz, Akhisar yenilgisi sonrası Fikret Orman'a yapılan ağır eleştiriler. Beşiktaş'ın en karanlık günlerinde taşın altına elini sokan başkan Orman, bir yenilgi sonrası tukaka ilan edilince büyük bir hata yapıp polemiğe girdi. Bunun sebebi duygusallık. Başkan bir şekilde dost bildiği insanların eleştirileri sonrası hayal kırıklığı yaşadı ve yanlış tepki verdi. O nedenle, Orman'a şu sözü hatırlatmakta fayda var: Aslında insanlar seni hayal kırıklığına uğratmıyor. Sadece sen, yanlış insanlar üzerinde hayal kuruyorsun (Montaigne). Başkanın durumu bu, yanlış kişiler üzerinden hayal kuruyor! Orman, Beşiktaş'ın maddi sorunlarının çoğunu çözdü, sıra Beşiktaş dostlarını keşfetmesine geldi ve bu konuda sorun yaşıyor. Yanlış yollara sapıyor. Bir Kazak atasözü, "Az kaygıyı aş bastırır, çok kaygıyı dost bastırır" der. Başkan 'aşı' buldu, şimdi 'doğru dostu' bulma sırasıdır. Bunu yaparken de dikkatli olmak şart. Orman, ağaçların kardeşliğidir! Özgürlüktür, dürüstlüktür. Böyle bir Orman'ı yakmak da kolaydır. En azından birileri böyle düşünmektedir; fakat Orman'ı yakan kendini yakar, bunu da unutmamalı!
***
RAPORLARI AÇIKLA BAŞKAN
Bazılarının hâlâ "Beşiktaşlı maskesi" altında dolaşmasının sebebi açıklanmayan denetleme raporlarıdır. Hava sisli ve pusludur, tam da onların sevdiği gibi bir ortam vardır. Bu noktada, "Aslanlar kendi hikayelerini yazmadıkça, avcıların hikayelerini dinlemek zorundayız" diyen Afrika atasözünü hatırlatmakta fayda var. Öyleyse açıkla denetleme raporlarını başkan; yaz kendi hikayelerini. Yaz ki, avcılar sussun, aslanlar konuşsun!
***
BAYERN DÖVÜYOR
Yıllardır Barcelona'yı izliyor ve yere-göğe sığdıramıyoruz. Rakiplerine sahayı dar eden, paslarıyla bezdiren bir takımdı bu. Önceki gece Bayern Münih bu takımı yerle bir ederken futbola da yeni bir bakış getirdi. Barcelona bunaltıcı pas trafiğiyle eziyordu, Bayern kanat bindirmeleriyle dövüyor. O kadar bunaltıcı pas trafikleri yok ama rakip kaleye inanılmaz bir saldırışları var. Az pas, çok iş, hücuma ok gibi fırlayan yedi kişi, savunmaya ışık hızıyla dönüyor; Bayern'in özeti bu.
***
KÜÇÜK DÜŞTÜLER!
İspanyol basınına bakın! Küçük düştüler!.. Skandal... Ezildiler!.. Kime diyorlar bunu; son yıllarda dünya futboluna damga vuran Barça'ya. Biz, binde birini yapsak; 'Vay sen bunu nasıl dersin, milyonlarca taraftarı olan kulübü nasıl aşağılarsın' muhabbetleri gırla gider? Yahu kimse senin tarihini, formanı aşağılamıyor. O başlıklar sadece bir maçtaki halini anlatmak için atılır, hepsi bu. Avrupalı bunu anlıyor. Biz de anlayalım artık. Ha gayret!
***
EVLAD-I FATiHAN BAKAN!
Sağlık Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu, Edirne milletvekili ve Rumeli toprağından hemşehrimizdir. Yani evladı-ı Fatihanlar'ı temsil ediyor. Kendisiyle gurur duyduğumuza emin olabilir. Edirne, Avrupa'ya en yakın ilimiz olmasına rağmen çeşitli sebeplerle ülke gündeminde en arka sıralarda kalmaktadır. Bu nedenle Müezzinoğlu'nun çok başarılı olmasını diliyor ve bunun bazı şeyleri değiştireceğini ümit ediyorum. Sayın bakanın başarısı, bizim Evlad-ı Fatihanlar'ın dikkat çekmesine yetecektir. Haydi hayırlısı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.