Hakemlerin kabusu!
- Turgay Demir Yazıları
- 10 Aralık 2012, 22:31:33, Güncelleme: 11 Aralık 2012, 10:36:05
Eğer yüreğinizde bunlar varsa kuralları da biliyorsanız iyi hakem olabilirsiniz.
Aksi halde futbolu yalayıp yutsanız hikaye. Hakemsen, çaldığın düdüğün kul hakkı olduğunu bileceksin.
Trabzon'a, Beşiktaş'a takır takır çıkardığın kartları diğer büyüklere de çıkaracaksın. Ya da diğer büyüklere çaldığın penaltıları, her takıma çalacaksın.
Uygulama böyle mi?
Asla! Özellikle Trabzon cayır cayır yakılıyor, ardından da Beşiktaş geliyor. Bu ikili ve tüm Anadolu takımları rüzgara karşı yürümek zorunda. Rüzgarı arkalarına alanları da varın siz tahmin edin.
Bizimkilere göre değil bu hakem işleri. Konu futbol olunca adalet dağıtma konusunda sınıfta kalıyoruz. Kim korunuyor ona dikkat ediyor bizim bazı düdük çalıcıları. 'Doğru takımı kollayayım da başıma iş almayayım' derdindeler.
Manzara böyle olunca bizim bazı hakemlerin çalacakları düdüklerin tonu hep bellidir. Sadece yılda iki kez büyük sıkıntı (!) yaşarlar; Galatasaray-Fenerbahçe derbilerinde.
Bu maçlarda yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal durumları vardır. 90 dakika bitmek bilmez bizim bazı hakemlere.
Hafta sonu böyle bir maç var.
O nedenle merak ediyorum maç öncesi, sırası ve sonrasında kim, nasıl bir stratejiyle, ne tür kıyametler koparacak.
Az durum hele. Film başladı, başlayacak, mayalar halt etmiş asıl kıyamet 21 değil 16 Aralık'ta.
Son 20'ye karışmam
KENDİNE güvenen gelsin, karşısında Barcelona olsa ilk 70'te Beşiktaş rakibini barça barça eder!
Sezon başından beri (F.Bahçe derbisi hariç) Kartal ilk 65-70'te tozu dumana katıp goller, pozisyonlar buluyor ve maçı kotardığı izlenimi veriyor.
Peki kotarıyor mu? Hayır!
Sıkıntı son 20-25 dakikada başlıyor. Orta saha yorgunluktan bitmiş bir haldeyken Samet hoca oyuncu değiştirmiyor ve hatalar üst üste geliyor.
Gaziantep, Bursa, Antalya ve Eskişehir maçlarında yaşananlar bundan ibarettir. Bundan sonra yaşanmaması da Samet hocanın elindedir!
Yerli, övgü ister!
Kimse kusura bakmasın eğri oturup doğru konuşacak olursak bizim yerli hocalarımızın ortak derdi, eleştiriye tahammül edememeleri.
Deyim yerindeyse 40 gün sırtında taşı önemi olmaz bir gün indir aniden düşman olup çıkarsın.
Hep övmek zorundasınız yerli hocaları, günahlarını, sevaplarını söylemeyeceksiniz. Taa ki bulundukları koltuğu kaybedene kadar bunu beklerler. Kaybettikleri anda akılları başlarına gelir ama atı alan da Üsküdar'ı geçmiş olur.
Rezalete 'engel' yok!
ENGEL tanımayan canlar, birbirlerine kenetlenmiş, bir tekerlekli sandalye üzerinde destanlar yazarken bir yandan da hayata tutunuyorlar. Birileri bu güzel insanların maçlarına gidip şu ya da bu sebeple olay çıkarmış. Yuh!
Ortada rezil bir durum var ve kimin tahrik edip, kimin yaptığı değil böyle bir rezaletin yaşanmasıdır asıl olan. Tek teselli iki kulübün de, 100 küsür yıllık tarihlerine yakışır şekilde olaya sağduyu ile yaklaşmış olmalarıdır. Yapılan ortak açıklama da bu yöndedir. Kulüplerin tavırlarının, tribün teröristlerine, kavga için bahane arayan holiganlara iyi bir kapak olmasını ümit ediyorum. Belki biraz utanmışlardır.
Savaşım F.Bahçe ile değil o gücü kullanan zihniyetle
BEŞ bin sayfa tapeye rağmen bu satırların yazarı ve bir kaç kişi dışında kimse Aziz Yıldırım ve arkadaşlarının yaptıkları aleni şikeye şike diyemediler. PFDK şikeden asbaşkanlarına ceza verdi, rakipten üç futbolcu şikeden ceza aldı yine de kimse ŞİKEYE ŞİKE diyemedi.
O nedenle Fenerbahçe yönetiminin geçenlerde yaptığı açıklamayı çok önemsiyorum; biz Türk futbolunun müştekisi değil karar merciiyiz!
Yani… Yanisi şu, Türk futbolu bizden sorulur, gerisi masal!
Bu açıklamanın ne anlama geldiğini idrak etmeden TFF kurallarının ceza hukukunun şike dediği olayı neden görmezden gelindiğini anlamanız mümkün değildir.
Bu öyle bir kavgadır ki, Fenerbahçeliler de dahil gerçek futbol severlerin haklarını savunduğunuzda 'Fener' düşmanı, Aziz Yıldırım'ın yaptıklarını görmezden geldiğiniz anda ise en iyi Fenerli olursunuz. Benim mücadelem de işte bu zihniyettedir, asla Fenerbahçe'yle değildir, başka camialarla değil, bu zihniyetledir. Mevzu bu kadar basittir, tabii anlamak isteyenler için.
Beş oyuncu değişsin!
FUTBOLUMUZDA beş oyuncu değişikliği yapmak mümkün olsaydı tabelayı gururla kaldırırdım:
1-Eyyamcı hakemler çıksın, adam gibi düdük çalan girsin… 2-Şikeci yöneticiler çıksın alın terine saygı duyanlar girsin.
3-Şikeyi ört bas eden TFF yöneticileri çıkın, "Adalet yerini bulsun isterse dünya yansın" diyen futbol adamları girsin.
4-Gerçekleri reklam aralarında, program sonlarında konuşup, ekranlarda dünyadan bi habermiş gibi konuşan yorumcular çıksın, Allah'tan korkarak gerçekleri söyleyenler girsin.
5-Tribün teröristleri çıkın, gerçek futbolseverler oyuna girsin.