İki Beşiktaşlı!

İki adam, iki zor takımda....
Hem de ne zor... Para yok, pul yok, işin en başında taraftar desteği dahi yok... Kadrolar yetersiz, transferler yarım yamalak ve dışarıdan bakanın gözünde hedefler mini minnacık.
Bir mağlubiyet geldiği anda çanlar o iki adam için çalıyor!..
İkinci mağlubiyette ayaklarının altındaki sandalyenin tekmelenmesi an meselesi.
En azından kamuoyunun algısı böyle.
İki adam pes etmiyor bu şartlarda... Pes etmediler, vazifeye atılmak için içlerinde bulundukları imkanları düşünmediler bile.
O iki adam kimseyi umursamadan işlerine sarıldılar, oyuncularına güvendiler, ve en önemlisi Yaradan'a sığındılar...

YOLA DEVAM DİYEBİLMEK
Kimi küme düşer dedi, kimi Vefa'ya, Karagümrük'e benzetti kaderlerini. İki adam her şeyi kulaklarını tıkayıp yollarına devam ettiler.
Yıkılmış yığınlar, yaralı yürekler arasından birer takım çıkardılar meydana. İki adam, şimdilerde üst sıralarda: Biri ikinci, biri üçüncü.
Artık herkes parmakla gösteriyor bu iki adamı: Biri Aybaba, diğeri Şifo. İkisi de Beşiktaşlı, sizce tesadüf olabilir mi?
Bence değil. Kanında vardır Beşiktaşlı'nın zorluklarla mücadele etmek. Rüzgara karşı yürümek.
Aynen öyle yaptılar, rüzgarı hiç arkalarına almadan, adamca yürüdüler, yürüyorlar...
Yolları açık ola.

DOST ACI SÖYLER
SAMET hoca da diğer birçok yerli teknik adam gibi eleştirileri kişiselleştiriyor gibi geldi bana. Başından beri, zor şartlar nedeniyle verdiğimiz destek ortada.
Buna rağmen eleştiri hakkımızı kullanmamız da kaçınılmaz.
Yanlışa yanlış diyerek gerçek dostluğun altın kuralına da uymuş oluyoruz.
Tanju konusunda yapılan yanlış, Erkan, Hasan, Muhammed, Mertcan Aktaş gözden ırak kalınca üzülüyoruz.
Bunlar dost misali acı sözler; isteyen kişiselleştirir, isteyen feyz alır. O kendi bileceği iştir.

BAROS KESMEZ!
QUARESMA ne olacak? Herkesin merak ettiği bir konu da bu.
Net olarak şunu söyleyebilirim, iyi bir teklif gelirse satılacak. Özellikle de yurt dışından bekleniyor bu teklif.
Peki, Q7 Galatasaray'a gidebilir mi? Sanmam, Cimbom istenen parayı vermez, Baros takası da Beşiktaş'ı kesmez. Ver Kuyt'ı, al Q7'yi.. Peki Fenerbahçe söz konusu olursa durum değişir mi. Yani resmi bir teklif gelse Beşiktaş Quaresma'yı ezeli rakibine verir mi? Bu sorunun cevabı gelecek teklife bağlı. Fener, Kuyt'ı vermeyi göze aldığı anda Quaresma'ya kavuşabilir gibi geliyor bana.

GÜNEŞ PARLIYOR
Şike rezaletinde Şenol Güneş inanılmaz bir sorumluluk üstlenmiş durumda. Tribündeki bir grup cengaver nasıl pes etmiyorsa, hoca da öyle. Diyeceksiniz ki bu şike ve şampiyonluk kendisini ilgilendirmese, belki o da Terim gibi sessiz kalırdı!
Hiç sanmam. Şenol hoca, hayata felsefe gözlüğüyle bakanlardan.
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın demez.
Şu son açıklamasıyla hoca bir kez daha gözümde yüceldi. Ne diyor Şenol hoca: 'Toplumda bazı rezillikler paketlenip iyi bir şeymiş gibi servis edilir.' Futbolda da şike böyle. Ne diyeyim, hay ağzına sağlık be hocam.

BİR TAŞ MI, 5 BİN TAPE Mİ?
KAYSERİ'de Fenerbahçe otobüsü taşlanmış. Kim yaptıysa taş olsun.
Futbol eşkiyalığına, tribün terörüne geçit yok.
Nasıl ki şikeye karşı dimdik durabildiysek, tribün teröristlerine karşı da dik durmak boyun borcumuzdur evvel Allah.
Ancaaaaak... 61. dakikada Trabzon diye bağırıldı diye ya da tribünde iki bordomavili forma var diye bu olayı, şikeyle savaşan Trabzonspor taraftarına mal etmek utanç vericidir.
Trabzonlu davasında haklıdır ve kendisini haksız duruma düşürecek böyle bir rezaletin içinde olmaz.
O nedenle şark kurnazlığını bıraksın bazıları.
Trabzon taraftarı davasına inanmış, onları bu yoldan döndürmek imkansız.
Benden söylemesi.

ÜÇ SİLAHŞORLAR
Alexandre Dumas'ın ünlü romanının adı Üç Silahşorlar olsa da, aslında manşette dört adam vardır malum: Athos, Porthos, Aramis ve aralarına sonradan katılan D'Artagnan.
Fikret Orman, Tamer Kıran, Ahmet Kavalcı ve Ahmet Nur Çebi'yi bu dörtlüye benzetiyorum.
Beşiktaş tarihinin karanlık günlerinde, vicdanlarının sesini dinleyip, cüzdanlarını sonuna kadar açarak taşın altına ellerini koydular. Her Beşiktaşlı bu isimlerin değerini bilmelidir. Almaya değil vermeye gelene destek olmak bu kulübü sevenlerin kaçamayacakları görevdir.