Yeni Arif!

En son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim; bu harekete basketbolde bile faul vermezler Bülent Yıldırım, Türk futbolunun yeni Arif'i Burak'ın ve yardımcısının tuzağına düşerek Beşiktaş'ın üç puanına kan doğradı. Helal olsun.
Gelelim maçın kalan bölümüne.
Beşiktaş orta alanda güçlü rakibini bozmakla işe başladı. İbrahim Toraman önüne gelene bastı, Veli, Olcay ve diğerleri de ona ayak uydurdu.
Fernandes bile koştu.
Orta alandaki bu mücadele azmi maçın ilk dakikalarındaki paniğin atlatılmasında başrolü oynadı.
Beşiktaş uzun toplarla Filip Holosko'yu savunma arkasına kaçırmaya çalışırken Mustafa Pektemek'in yalnız ve etkisiz kalması doğaldı.

Terim'i panikletti
Beşiktaş kaleye gitmekte zorlanırken; Galatasaray Selçuk, Emre, Hamit ve Melo'nun araya ve arkaya attığı toplarla 3-4 net pozisyon buldu.
Duran toplar ve kontratakla bulanabilecek bir gol Beşiktaş adına hayati önem taşıyordu.
Nitekim ilk iki gol bu tanıma uygundu.
Galatasaray bu gollere karşılık vermekte gecikmese bile artık oyunun ilk dakikalarındaki özgüvenini kaybetmiş, pas trafiği de teklemeye başlamıştı.
İkinci yarıda Beşiktaş'ın üçüncü golü bulması sadece sarı-kırmızılı oyuncuları değil kenardaki Terim'i de panikletti.
Hamit ve Elmander'i de çıkarıp Burak ve Aydın'la son kozunu oynadı.
NOT: Bu ülkenin bir şanssızlığı da bu. Kime iyi dersek şımarıyor ve yoldan çıkıyor.
Emre Çolak dün yerde yatan Beşiktaşlı oyuncuya rağmen maça devam ettiği yetmiyormuş gibi bir de Hilbert'e ve hakeme dayılık yapıyor.
Tamam çocuk, olmuşsun sen!
Allah sonunu hayır etsin!