Yapıcılar, yıkıcılar

Beşiktaş'ın kadrosu henüz parlamamış yıldızlar ağırlıklı olsa da, aslında takım oyunu oynamaya yatkın bir kadro. Günümüz futbolunda her şey orta sahada olup bitiyor malum. Son yıllarda forvetlerden çok orta alan oyuncularının sahne almasının temel nedeni bu.
Gerçekçi teknik adamlar kadrolarında top cambazlarıyla askerleri bir arada bulundurmaya özen gösteriyor.
Akla yatkın olan da budur. Bu bakışla Beşiktaş orta sahasındaki alternatifleri değerlendirecek olursak Fernandes ve genç Muhammed'i "yapıcılar", Hasan Türk başta, Veli, Necip ve yerine göre Toraman'ı "yıkıcılar" olarak tanımlayabiliriz. İş o ki, hangi maçta, hangi tip oyunculara ihtiyacınız olduğunu doğru tespit edeceksiniz. Rakibinizle başa baş oynama şansınız yoksa "yıkıcılarla" oyun bozmak en doğrusu olur. Bana göre derbide yapılması gereken bu.
Samet hoca yılların tecrübesi, elindeki alternatiflerin de farkında.
Belediye maçında Pektemek-Olcay-
Almeida üçlüsünü ön tarafta kullanıp arkalarına Fernandes'i koyarak hata yaptığını anladığını umuyorum.
Mutlaka ders almıştır. Bu diziliş Beşiktaş'ı rakip yarı sahada etkisiz bıraktı. Olcay ve Pektemek içeri kat etmediler, çizgide beklediler. Hem Fernandes yalnız kaldı, hem de Almeida etkisiz oynadı.
Dolayısıyla bu manzarayı değiştirmek şart. Ortanın solunda Uğur Boral, sağında Olcay, tam ortada savunma ağırlıklı Hasan ve hücum ağırlıklı Oğuzhan ile belki daha iyi bir görüntü vermek mümkün olabilir.
Bilmiyorum Samet hoca ne der?
Bizimkisi sesli düşünmek, yoksa kimseye akıl vermek gibi bir niyetimiz yok.
Artı Futbol'a ödül

Fatih Kuşçu kardeşimin kaliteli yönetimiyle, Türk futboluna haber zeminli yorumlarımızla bir şeyler katmaya çalışıyoruz. Şike sürecinde dimdik duruşumuzla önyargısız ve tarafsız kesimlerin takdirini kazandığımızın farkındayız.
Bordo-Mavi.net okurlarının verdiği "Yılın en iyi spor programı" ödülü bunun bir kanıtı. Temiz futbol isteyen tüm temiz yüreklere teşekkürler.
Demokrat Fotomaç

FOTOMAÇ'ı seviyorum.
İnanılmaz dinamik bir okur kitlesi var. Birçoğu da beni Selçuk Yula'ya, Selçuk Yula'yı bana şikayet etmeyi seviyorlar. Oysa demokratik zeminin farkına varıp tadını çıkarmaları daha doğru olur. Herkes istediğini, inandığını yazıyor, burada okura kalan farklı fikirler arasından beğendiğini seçmek.
Daha ne olsun. Her şey sizin elinizde.
Şike konuşmayın!

Son günlerde, TFF'nin iftarı dahil her yerde karşımıza çıkan cümle bu; lütfen güzellikleri görün, onları yazın, konuşun, şikeyi unutun, unutturun! Yahu bir kişi de "Şike yapmayın" desin arkadaş. Yapmasınlar, yazmayalım. Durduk yere, kafamızdan uydurarak yazmıyoruz ki. Yapan varsa, evvel Allah yazan da olacaktır. Gönül sansürleriyle dahi bu iş olmaz. O nedenle Kulüpler Birliği temiz raporu vermekle ya da kapı kapı dolaşıp sansür rica etmekle uğraşacağına temiz futbol için uğraşsın. Böylesi hem daha hayırlıdır, hem de futbol insanlarına daha çok yakışır.
Kupa Trabzon'a gitmeli

Bana göre geçen sezonun çözülemeyen şampiyonluk düğümü federasyonun boynundaki ilmik gibidir. Şampiyonluğun Avrupa'daki getirileri Trabzonspor'a ödendi, domestic haklar ise Fenerbahçe'ye. Bunu hiçbir vicdan kabul etmez. TFF delikanlıca bir karar vermek zorunda. PFDK ve mahkeme şike kararları verdiğine göre TFF gereğini yapmak zorunda kalacaktır. O kupa Trabzon'a gitmeli. Hakkaniyet diyorsak, marka değeri diyorsak, barış diyorsak; en kestirme yol budur.
Engin Baytar'ın cezası!

PFDK 11 maç ceza verince Galatasaray isyan etti. Oysa onlar da biliyorlar ki ilgili madde 10 ile 15 maç cezayı öngörüyor.
Peki öyleyse isyan niye derseniz, onun sebebi başka. Bizim TFF kurullarının verdiği kararların bir standardı yok, isyan buna. Irkçılık yapan bir oyuncuya 3 maç ceza verirseniz hakem tartaklayana verdiğiniz 11 maç tepki çeker. Hikayenin ana fikri budur, gerisi de laf-ı güzaftır.
Yerli Cantona

Batuhan Türkiye'de değil Avrupa'nın ortalama bir futbol ülkesinde doğmuş ve altyapı eğitimini orada almış olsa, muhtemelen yeni Cantona olurdu.
Yetenek anlamında fazlası var, eksiği yok. Çılgınlık anlamında ise Cantona bizimkinin yanında, solda sıfır kalır.
Samet hoca ve Beşiktaş bu genç adama hayatının son şansını verdi. Bundan sonra ya yeni bir sayfa açıp zirveye çıkacak, ya da aşağı düşecek. Umalım ki bugüne kadar yaşadıklarından ders almış olsun, böyle bir genci kazanmamız için bu şart.
Ne oldu sana Mustafa?

Bana göre Türk futbolunun son yıllarda yetiştirdiği en yetenekli forvetlerin başında Mustafa Pektemek geliyor. Ne var ki bir türlü kabuğunu kıramadı bu genç adam. Hem Milli Takım'da, hem de yaptıkları yapabileceklerinin yüzde 20'si bile değil.
Mustafa bir sorunu varsa bunu acilen çözmeli ve kendine gelmeli.
Sadece Beşiktaş'ın değil Milli Takım'ın da ona ihtiyacı var.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.