Bardağı kırmayın
Beşiktaş'ın zor gününde, bazıları kaçarken taşın altına elini koyan Fikret Orman'ın bu tavrını alkışlamamak mümkün değil. Başkanın söylemleri, teşhisleri de tam olarak doğru. Bu şartlarda beklenen, çizilen yol haritasının, ortaya konan felsefeye uygun olmasıdır. Peki öyle mi?
Sanmıyorum... Amaç belli oranda küçülmek, altyapıya yönelmek ve 80'lerin başındaki öz kaynak devrimini tekrarlamaksa o takdirde 64 yaşındaki Eriksson'u düşünmek dahi abesle iştigaldir.
Kredisi fazla değil...
Aynı şeyleri Denizli için de söylemek mümkün. Eriksson'la başlarken öz kaynak devrimi projesi çöpe mi atılmıştı, ya da Denizli ile flört ederken hedefler mi değişmişti? İnsanın kafasını karıştıran bu çelişkiler bir anlamda güvensizlik de yaratıyor. "Acaba başkan panik halinde sağa-sola mı saldırıyor" soruları kafaları kurcalıyor.
Çünkü ortadaki manzara planlı, programlı bir hareketi anlatmıyor bizlere.
Dahası Samet Aybaba çaresizlik noktasında getirilmiş gibi bir hava oluşturuyor ve hocayı daha ilk günden zor durumda bırakıyor.
Orman yönetimi bu süreci kesinlikle kötü yönetti bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Samet hocaya gelince...Camianın çocuğu olduğu da tartışılmaz. Ancak camiada sürekli tartışıldığı kesin.
Yani kredisi çok fazla değil. Eğer iyi sonuçlar üst üste gelirse sorun olmaz, zamanla herkesin desteğini alır.
Yok istikrarsız sonuçlar arka arkaya gelirse o takdirde işi zor.
Herkesin başı ağrayabilir
Olumsuz bir durumda sadece onun değil, başkan Orman'ın da başı ağırır.
Bize düşen Türk futbolunun temel taşlarından Beşiktaş'ın bu zor gününde bardağın dolu tarafını görmeye çalışmak. Yaptığımız da o. Ancak bardak kırılırsa bizim de yapacak bir şeyimiz kalmaz, herkesin haberi ola.
Aybaba'yı takipteyim
Hangi teknik adam, savunma ya da forvet hatlarıyla ilgili hangi masalı anlatırsa anlatsın ben hiç dinlemem.
Şu Avrupa şampiyonası da kanıtlıyor ki günümüz futbolunun tek gerçeği her şeyin orta sahada başlayıp bittiğidir.
O bölgede zayıf olan ne savunmada (Bkz Portekiz) direnebilir, ne de hücumda etkili (Bkz Hollanda) olabilir. Bu gerçeğe silah çeken alemi cihan olsa kazandığı her başarı tesadüftür.
O nedenle Samet Aybaba'yı sadece bu gözle izleyeceğim. Orta sahaya hakim olan bir sistemi mi tercih edecek yoksa göz boyamaya mı çalışacak? Onu gördükten sonra hocanın Beşiktaş'ı nereye götüreceğine dair daha net bir fikrimiz olacaktır.
Kartal görünümlü Kanarya
Futbol camiası garip bir yer. Yusyuvarlak toptan daha köşeli birilerine rastladığımız zaman zevkten dört köşe oluyoruz.
Tapelerde maskeler düştü, keller göründü. TFF yöneticileri kulüp başkanlarının arkasından sallıyor, bazı kulüp başkanları TFF başkanına ya da diğer bir kulübün başkanına ağır hakaretler ediyor v.s. Bu insanlar yan yana geldiklerinde de hiçbir şey yokmuş gibi davranabiliyorlar. Herkes "Komşunun evi yansa da ben de yumurtamı pişirsem" derdinde özetle.
Tam bir maskeli balo bu. Dışarıdan bakıyorsunuz Kartal görünen, maskesini kaldırınca birden Kanarya oluyor. Kartal görünümlü Kanarya. Ne kurnazlık ama di mi?
İndirim günleri
Yönetim mali tabloyu düzeltmek için futbolcularla yapılan sözleşmeleri gözden geçirip indirim istiyor. Yönetim haklı! Futbolcular ellerindeki kapı gibi sözleşmeye bakıp indirim yapmıyorlar.
Onlar da haklı. Haksız olan Beşiktaş'ın milyon dolarlarını mirasyedi gibi dağıtanlardır. Ve onlara hâlâ bir şey diyen yok. Yazık!
Bu gençleri gör Samet hocam
Rıdvan, Atınç, İsmail, Necip, Mertcan, Muhammed, Kadir, Erkut, Sezer, Erkan, U 17deki Hasan, Ümit ve aklıma gelmeyen en az dört beş genç yetenek daha. Samet hocaya düşen bu yeteneklerden dinamik bir takımın iskelini oluşturmak için şimdiden kolları sıvamaktır.
Abdullah Avcı gibi cesur ve kararlı olmalı.
O nedenle bunları gör Samet hocam, sen bunları görmezsen biz de seni görmeyiz, sonra darılma, gücenme.
Beşiktaş nasıl çöktü
Kimi görsem "Abi bu kadar borç nasıl oldu?" diye soruyor. Ben de onları "Siz Demirören'i alkışlayıp onu eleştiren bizlere küfür ettiğiniz dönemlerde oldu" diyorum. Aslında gören gözler için her şey ortada. Malum Demirören şu anda TFF Başkanı. 170 kişinin seyahate götürülmesi, odalarına bırakılan hediye dolu çantalar, önümüzdeki genel kurulda hediye edileceği söylenen Ipad'ler aklı selim sahibi insanlar için birer ipucudur. Hele hele alt liglerdeki takımların uçak ve otel masraflarının karşılanma kararı alınması tam anlamıyla görünen köydür. Yakında Türk futbolunun Beşiktaş'tan bir farkı kalmazsa, kimse gelip bana, "Abi bu iş nasıl oldu" diye sormasın. Her şey gözler önünde yaşanıyor. Tabii görmeyi bilenler için.
Yalakalar neredesiniz?
Aziz Yıldırım hiçbir şey yapmadı!.. UEFA ceza falan vermez bunlar korku dağları yaratıyorlar... Bu tapeler v.s hep komplodur... Aylardır insanları böyle kandırdınız da ne oldu sayın yalakalar? Ne oldu ha? İşte UEFA G.Saray ve Trabzon'u davet ederken F.Bahçe'yi cezalandıracağını açıkça ortaya koydu. Hadi yüreğiniz varsa şimdi çıkın meydana ve aylardır kandırdığınız insanlara gerçekleri açıklayın.
Tabii cesaretiniz varsa.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.