Temiz futbol!
3 Temmuz'dan bu yana eğilmedim, bükülmedim çok şükür. Söylediklerim hep şu minval üzerineydi:
1-Bu kanun baştan yanlış çıktı cezalar bu kadar ağır olmasa spor hukuku 3 Temmuz'dan itibaren devreye girebilirdi.
2- Spor hukukuna göre o tapelerin büyük bölümü şike demektir, kimse kimseyi kandırmasın.
3-Bunca tiyatroyu görmezden gelmek Türk futbolunu karanlıklara götürür, aydınlıklara değil.
4- Düşüncelerimiz hâlâ aynı çünkü isteğimiz aynı; Temiz Futbol!
Operasyon
GAZİANTEP'teki operasyon gösteriyor ki devletin kolluk güçleri, spor kulüplerindeki arızaların üzerine her şekilde gidiyor. Bir yandan UEFA'nın mali fair-play hedefi diğer yandan bizdeki bu tür gelişmeler hepimizi gelecek adına umutlandırmalı.
Sporumuzu her türlü kirlilikten arındırmak mümkün olmayabilir ama yapabildiğimiz kadar yapmalıyız. Gaziantep'te kim, ne yapmıştır henüz bunu bilmiyoruz ama bu olayın bir sportif tarafı da çıkarsa hiç şaşırmayacağız.
Quaresma'yı dövmek serbest!
Özgür Yankaya beğendiğim bir hakem. Üstelik de hem şehrim ancak maç içinde inanılmaz gel-gitler yaşayan bir hakem.
Garip bir şekilde basireti bağlanıyor sanki. Samsun maçında Quaresma'yı gözünün önünde patakladılar, o da seyretti...
Sonunda dizlerinin üzerine basamaz hale gelen Q7, oyundan çıktı. El insaf Özgür kardeşim bu nasıl hakemlik böyle?
Finallere dikkat
Süper Final'de derbiler arka arkaya oynanacak. Dolayısıyla yaşanan gerginliklerin soğuması için gerekli zaman yok.
Bu da ciddi bir tehlike işareti.
O nedenle oynanacak ilk derbiden itibaren yaşanacak en küçük olayda yeni yasayı tam olarak uygulamak çok önemli.
Aksi halde tıpkı şikeli olayını yaptığımız gibi final derbilerini de yüzümüze, gözümüze bulaştırırız, benden söylemesi.
SARI KART ORMANLARI
Her sezon liglerimizde yaklaşık 25 bin civarı sarı kart gösteriliyor.
Centilmenliğe aykırı hareket yapan cezalandırılıyor bu vesileyle.
Peki cezalandırıyoruz da ne oluyor?
Vardığımız nokta neresi? Aynı tas, aynı hamam, değil mi?
Peki bu 'Sarı Kart' cezasını yaşadığımız cennet vatan için bir ödüle dönüştürmeye ne dersiniz?
Yıllar önce "Sarı kart ormanları" diye gündeme getirdiğim öneriyi bu vesileyle bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Belki bu kez ilgi görür de kötülükteniyiliğe doğru yolculuğa çıkarız hep birlikte.
Efendim önerim şu: Her sarı kart için bir, her kırmızı kart için beş fidan parası ödesin kulüpler... Sarı Kart Ormanları kurulsun, yangına kurban verdiğimiz herhangi bir bölgemizde...
Futbol sezonunun tüm kulüplerin katıldığı bir fidan dikme töreniyle açmak, bunu bir gelenek haline getirmek kötü mü olur?
Bu öneriyi ilk kez 17 yıl önce yapmıştım, o gün futbolu yönetenler duyarlı davransa, bugün 17 yıllık futbol ormanımız vardı.
Şöyle bir hayal edin; sezon başında takım kaptanları, teknik adamlar toplanmış ve fidan dikerek yeni sezonu açıyorlar. 50-60 yıl sonrayı hayal edebiliyor musunuz?
60 yıllık futbolumuz var ama 60 yıllık bir şeyimiz yok. Zaten benim hareket noktam da tam burası. Hiçbir şeyi olmayan futbolumuzun hiç değilse bir SARI KART ORMANLARI olsun diyorum ve herkesi de YEŞİL konusunda duyarlı olmaya çağırıyorum.
O nedenle bu yazı TFF Başkanı Yıldırım Demirören'e bir açık mektuptur.
Okur da ilgilenirse seviniriz; kendimiz adına değil, ülkemiz adına.
Ne diyorsak o
Önceki gece A Haber Artı Futbol'da "Beşiktaş yönetimi yarın (bugün) Carvalhal'in kalıp kalmamasını oylayacak ve yüzde 99 gidecek. Süper Final maçlarına dahi kalmayacak" demiştim.
Aynı konuyu gazetem Fotomaç'ta "Carvalhal oylanacak!" başlığıyla tüm Türkiye'ye duyurdu.
Habercilik böyle bir şey işte.
Beşiktaş'a hayırlı olsun.
Yeniden yapılanma
Cenk, Rıdvan, İsmail, Necip, Veli, Tanju, Muhammed, Alves, Bebe, Holosko… Beşiktaş yeniden yapılanırken çözümü bu gençler arasında aramalı. Tabii bir de çeşitli liglerde kiralık oynayan 10 genci geri çağırmalı. 81'de böyle yapıldı makus talih değişti, şimdi "öz kaynak devriminin" ikinci baskısını yapıp tarihi tekerrür ettirme zamanıdır.
Yürek Ağlar Gözden Önce!
Hakkı usta (Yalçın) yine yapmış yapacağını… Kelimeleri flört ettirip, duyguları evlendirmiş… "Yürek ağlar gözden önce" nin yeni baskısı muhteşem. Hele ilk hikaye, tam bir baş yapıt; Yanlış yolcu!
Hikaye bir uçakta geçiyor ama ne hikaye… Yıldızlara dokunup, duygularla dans ediyorsunuz… Ve sonunda karşınıza herhangi bir satırda hayal edemeyeceğin başka bir güzellik çıkıyor. Eline sağlık Hakkı usta… Yürekli sevdalılar bu kitabı mutlaka okumalı. Benden söylemesi. Bilgi: Yürek Ağlar Gözden Önce-
Postiga yayınları.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.