Köprülerimiz!
Dostluk, kardeşlik, güzellik ve üç puan... Kazakistan topraklarındaki "Milli maceranın" özeti bu.. 2012 Avrupa Şampiyonası elemelerine Kazak kardeşlerimizle birlikte "Merhaba" derken Hiddink de ilk resmi maçında yüzünü buruşturacak bir sıkıntı yaşamamış oldu. Ne mutlu ona ve bize. Suni çime alışana kadar oyunun ilk dakikalarını rolantide götüren milliler, ayakları yere sağlam basmaya başladığı andan itibaren kontrolü ele aldılar. Dörtlü savunmanın önünde Emre ve Aurelio'nun öne ve arkaya etkili oynamaları defansımızı rahatlatırken, hücum bölgesindeki etkinliğimizi de arttırdı. Hem "ileri, hem geri vitesli" iki usta dün gece, Asya ile Avrupa'yı bağlayan iki köprümüz kadar yük taşıdılar desem yeridir. Bu arada zaman zaman çevreyolunu yani kanatları da iyi kullandık. Sabri ve Hakan Balta fırsat buldukça ileri çıktılar. Bunun yanı sıra Emre ve Aurelio'nun gayretlerine ilk yarının ortalarında Arda da katılınca oyunu rakip sahaya yıktık.
O gol bence Ömer'in
Top sürekli bizde olmasına rağmen kalabalık Kazak savunması arasında gole giden bir yol bulamadık. İşte o anda imdadımıza duran toplar yetişti. Emre ortaladı, ilk resmi maçını oynayan Ömer Erdoğan adeta asansöre binip topa yükseldi. Her ne kadar topu çizgi ötesine Arda itmiş olsa da benim gözümde ve gönlümde bu gol Ömer kardeşimindir. Ardından bu kez kornerde topun başına geçen, Emre meşin yuvarlağın navigasyonuna Hamit'in ayağının kodlarını girmişti sanki. Meşin top, Altıntop'la buluştuğu anda süpersonik bir hızla kaleye yönlendi ki görülmeye değerdi. Hamit'e de yakıştı doğrusu. Kazakistan hırslı, mücadeleci ve istekliydi. Tabelada "0-2" yazarken bile oyun disiplininden kopmadılar. Biz ise tecrübemizi konuşturup Nihat'la üçü bulduk. Çok şükür korkulu rüya görmeden eve dönüyoruz. Darısı Belçika maçına.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.