Adaylarım!..
Beşiktaş'ta beklenen oldu ve teknik direktör Sergen Yalçın istifa etti. Bu hiçbirimiz için sürpriz olmadı. Umarım hem Beşiktaş hem de Sergen Hoca için hayırlı, uğurlu olur.
Sevgili Sergen Yalçın, Beşiktaş Ailesi'nden biri... Taraftarların büyük çoğunluğu onu çok seviyor. Siyahbeyazlı takımda görev yaptığı 22 aylık dönemin son 6 ayı haricinde çok çok güzel işler yaptı. Geçen sezon kazanılan çifte kupalı şampiyonluk hepimizi çok mutlu etmişti ama futbolda dün yok, bugün var!
Şimdi hem Beşiktaş'ın hem de Sergen Yalçın'ın önüne bakması gerek.
Hocanın istifasının ardından 'Yeni teknik direktör kim olacak?' sorusu gündeme düştü. Kayserispor maçında takımı kim çalıştıracak hepimizin merak ettiği bir soru.
Şu anda gelecek yeni teknik direktörün takıma verebileceği bir şey yok. Geçici değil, kalıcı başarıların peşinde koşmak en iyisi...
Ben yönetimin yerinde olsam öze döner ve takımı altyapıda görev yapan Mehmet Ekşi ve Önder Karaveli'ye teslim ederim. İkisi de Pro lisans sahibi, iyi eğitim almış donanımlı pırıl pırıl isimler.
Öz kaynak düzenini çok iyi biliyorlar ve A Takıma oyuncu da kazandırıyorlar.
Madem mevcut sistemden kimse memnun değil, işte size fırsat... Beşiktaş için bu iki isim büyük şans..
Hiç unutmuyorum; 2005 yılında Beşiktaş'ta aktif yöneticiyken sevgili Rıza Çalımbay'ın istifasının ardından yönetimde benim önerimle takımı; altyapılarda görevli olan Mehmet Ekşi ve Ulvi Güveneroğlu'na teslim ettik.
Yöneticilerin bir kısmı 'Delilik bu' diyerek bana karşı çıkmıştı. Ekşi ve Güveneroğlu, UEFA Kupası'nda İngiltere'nin Bolton takımıyla yaptığımız maçta takımın başında sahaya çıktılar. Beşiktaş'ta 8 eksik olmasına rağmen takım sahada müthiş bir oyun ortaya koydu. Beşiktaş sayısız gol kaçırdığı maçtan 1-1 beraberlikle ayrılırken taraftar takımı ayakta alkışlamıştı. Ama maalesef futboldan çok anlayan o dönemki başkanımız ve futbol şube sorumlumuz bu geçiş dönemine sabredemedi ve yine bildiklerini okumaya devam ettiler.
Beşiktaşlı futbolculara...
Bilmem farkında mısınız ama biz Beşiktaş'a gönül vermiş insanlar büyük üzüntü içindeyiz. Farklı Dortmund yenilgisinin ardından uykularımız kaçtı. Yenilgiye eyvallah, farklı skora da eyvallah; ama takımın hiç mücadele etmemesi, rakip kornerde topa bir kişinin bile yükselmemesi hepimizi kahretti.
Hani bir söz vardır; 'Yenildiğinde değil, vazgeçtiğinde kaybedersin'... Bu söz; tam Beşiktaş'ın bugünlerini anlatıyor.
Beyler burası Beşiktaş! Neler oluyor size?
Bu rezaleti izlemek mecburiyetinde miyiz?
Bu nasıl bir vurdumduymazlıktır? Aldınız milyon dolarlara yazıklar olsun.
Beşiktaş dünyanın en bilinen kulüplerinden biri ve 118 yıllık bir çınar...
Koca Beşiktaş'ı temsil eden futbolcular nasıl olur da bu kadar vurdumduymaz olur?
Teknik direktör gitti ve artık hedefte siz varsınız. Lütfen artık Beşiktaş'ın futbolcuları olduğunuzu hatırlayın. Kulüpler ekonomik olarak kan ağlarken sizin paranız tıkır tıkır ödeniyor. Yıllardır söylüyorum; kiralık futbolcu oynatmak kulübe büyük zarar veriyor.
İşte dünya yıldızı diye transfer ettiğimiz Pjanic ve Batshuayi... Sanki ligin devre arasında Barcelona ve Chelsea'ye kaçacaklar gibi... Hemen gitsinler! Sezon başında çok iyi sözleşmelere imza atılan uğurlarına 8.5 milyon Euro bonservis bedelleri ödenen Rosier ve Ghezzal de sanki futbolu bırakmış gibiler.
Yönetimin yapması gereken futbolda uzun vadeye yayılmış bir projeyi hayata geçirmektir. Yıllardır çöp transferler uğruna milyon dolarlar sokağa atıldı. Deniz bitti artık... Altyapıya yatırım yapmalıyız. Öz kaynaktaki yetenekli gençlerimiz forma bekliyor. İyi bir projelendirmeyle Beşiktaş bu zor günleri aşar, başarıdan başarıya koşar.
Bakın Şampiyonlar Ligi'ndeki rakiplerimize... İşte Ajax, işte Dortmund, işte Sporting... Hem altyapıdan isimler çıkarıyorlar, hem de dünyaya yayılmış harika bir scouting sistemleri var. Doğrular için düğmeye basma zamanı... Lütfen artık doğruları yapalım, Beşiktaş'ı hak ettiği yerlere getirelim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.