Bugün sizlere Beşiktaş'la iç içe geçmiş hayatımdan kısa bir kesit sunacağım. Geçtiğimiz pazartesi günü oynanan Beşiktaş-Galatasaray maçına gitmeden önce oğullarım Mete, Mert ve sevgili dostum Nuri Tığlıoğlu ile birlikte Beşiktaşlı taraftarların doldurduğu Şişli'de bulunan Adana İl Sınırı Restaurant'ta buluştuk. Hepimizi dev maçın heyecanı sarmıştı. Mekanda bulunan taraftarlarla yaptığım sohbette Necip'in forma giymesi durumunda maçın kilit oyuncusu olacağını, sol bekte de N'Sakala'nın yerine forma giymesi beklenen Umut Meraş'ın patlama yapacağını belirttim. Mekanda bulunan bazı taraftarlar bana katılmazken derbide Necip ve Umut'un başarılı performansı beni haklı çıkardı. Öncelikle şunu belirteyim, çok keyifli bir derbi maç izledik. 90 dakika yaşanan tempo Süper Lig kalitesinin çok üzerindeydi. Hakem Fırat Aydınus eyyam yapmadı ve güzel bir yönetim gösterdi. VAR için ve yan hakemler için aynı şeyi söylemeyeceğim ama neyse... Maçta futbolcular kora kor savaşırken mücadelenin öncesi ve sonrası centilmenliğin hakim olması beni çok mutlu etti. Bunlar iki camiaya da yakışan güzel görüntülerdi. Beşiktaş, Galatasaray'ı yenerken haklı bir galibiyet aldı. Vardar Ailesi olarak biz de tribünde büyük bir sevinç yaşadık.
***
Maçın ardından Beşiktaş'ın kondisyoneri Stefano Marrone ile kısa bir sohbetim oldu. Sevgili Stefano; Teixeira ve Ghezzal olmak üzere bazı futbolculara özel antrenman programları uyguladıklarını ve futbolcuları yoğun maç temposunda hazır duruma getirmek için yoğun bir uğraş verdiklerini anlattı. Artık içimizden biri olan Marrone, Beşiktaş için büyük bir şans... Maçtan bir gün sonra da öğle saatlerinde Zorlu Center'da La Vina Restaurant'ta Pjanic'le bir araya geldim. Pjanic, benim maç yazımda kendisi hakkında ne yorumda bulunduğumu sorarken, ben de onu maestro şefine benzettiğimi söyledim. Bu yorumuma çok mutlu oldu. Boşnak yıldız, Beşiktaş'ı ve İstanbul'u çok sevdiğini vurgularken takım olarak her geçen gün daha iyiye gideceklerini söyledi. Onun, gözlerinden okunan mutluluğu beni çok sevindirdi.
***
Beşiktaş acısından, G.Saray maçını kazanmak çok önemli bir adımdı. Ama Hatay deplasmanı da en az G.Saray derbisi kadar önemli... Hatayspor iyi bir takım ve iki sezondur çok doğru transferler yapıyorlar. Ömer Erdoğan da genç jenerasyonda çok beğendiğim bir teknik adam... Ama Beşiktaş artık ivme kazandı. Kartal; Hatay, Trabzon ve Alanya maçlarını kayıpsız atlatırsa şampiyonluk yarışında büyük bir avantajı cebine koyar. Tabii bir de Şampiyonlar Ligi var. Çarşamba günü Portekiz deplasmanında alınacak 3 puan, Kartal'ı Avrupa'da da bambaşka bir havaya sokar. Beşiktaş'ın kalitesi kadrosu ve aşkla oynayan futbolcuları var. Un var, şeker var ve şimdi helva yapma zamanı... Tabii benim için Beşiktaş bambaşka bir tutku... Yenilse de yense de... Aslolan hayattır, hayat da Beşiktaş.
BEŞİKTAŞ'IN GURUR TABLOSU
Gazetem FOTOMAÇ tarafından verilen, "2020-21 Sezonu Süper Lig'in En İyileri" ödülleri sahiplerini buldu. Yılın takımı Beşiktaş olurken, yılın başkanı Ahmet Nur Çebi, yılın teknik direktörü de Sergen Yalçın seçildi... Oyuncular Ghezzal, Josef de Souza ve Larin de yılın en iyileri arasında yer aldı. Tebriklerim alkışlarım; Büyük Beşiktaş camiasına. Bendeniz de yılın teknik direktörü ödülünü sevgili kardeşim Sergen Yalçın'a sunarken duygulandım. Umarım bu sezon da Beşiktaşlı taraftarlar bu haklı gurur tablosunu yaşarlar. Her şey için teşekkürler...