EURO 2020 galipleri
- Sinan Vardar Yazıları
- 15 Temmuz 2021, 21:49:11, Güncelleme: 16 Temmuz 2021, 06:50:22
2002'de Kuşadası'nda Beşiktaş'ı 16 yaş Türkiye Şampiyonu yaptığımız zaman final maçında Trabzonspor'la karşılaştık ve 4-3 kazanıp şampiyon olduk. O sene 5 ayrı yaş grubunda Türkiye Şampiyonu olduk ve önemli başarılar elde ettik.
Trabzonspor'un U-16'sında bir oyuncu dikkatimi çekmişti, Ergin Keleş'i Beşiktaş altyapısına almak için çok uğraştım.
Bir sonraki sene liselerarası dünya şampiyonasında Trabzon Erdoğdu Lisesi dünya şampiyonu oldu. Ergin gol kralı unvanını kiminle paylaştı biliyor musunuz?
Karim Benzema... Ergin'in açıklamasını hiç unutmam; "Benzema Real Madrid'e gitti beni de Akçaabat Sebat'a kiraladılar." Böyle yetenekleri heba edip bugünlere geldiğimizi düşünüyorum. Wembley gibi bir futbol mabedinde oynanan İngiltereİtalya finali gerçekten nefesimi kesecek kadar heyecanlandırdı.
Sonuçta kalecilerin devleştiği penaltı atışlarında zafer gök mavililerin oldu.
İngiltere 2013'te 10 yıllık plan yapıp başladı bugünlere gelmeye. Önce U-17, U-20 şampiyonluğu ve Euro 2020 finali ve 2022 Dünya Şampiyonluğunu kazanmayı hedeflemişler. Adım adım zirveye geldiler ve 2022 için şimdiden favoriler. İtalya da benzer hikâye ile Mancini gibi gerçek bir futbol adamı ile şampiyonluğa ulaştı.
Euro 2020 takımlarının başındaki 4 teknik direktör ülkemizde görev aldı. Mancini G.Saray'dan kovuldu.
Samsun'dan gönderilen Vladimir Petkovic belki de turnuvanın en akılda kalan oyun ve kurgusuyla İsviçre'nin başındaydı.
Löw Almanya ile sayısız başarılara ulaşan teknik direktör olarak hem F.Bahçe hem de Adanaspor'dan kovulmuştu.
Şenol hoca da Beşiktaş'ı Şampiyonlar Ligi'nde Avrupa'nın zirvesine taşıdıktan sonra yollarını ayırmak zorunda bırakılmıştı Fikret Orman tarafından.
Bu 4 örnekten yola çıkarak bile Türk futbolunun bulunduğu kaosun maliyetini anlarız. Ülke futbolunun en kötü ve karanlık tarafı sporun içinden gelmemiş, eğitimi ve uzmanlığı spor yönetimi ve futbol olmayan iş adamı yöneticilerin ve etrafındaki şürekanın karışmasıyla sürekli teknik direktör değişimi ve oyuncu pazarı ile başarıya ulaşılabileceğinin zannedilmesidir.
Son dakika boşta olan 32-33 yaş üstü oyuncuların kurtarıcıymış gibi sunulması yüzünden ülke kontratını ya tamamlayamayan ya da kurtulmaya çalışılan oyuncu mezarlığı haline geldi.
En baştaki Ergin örneğinden tüme varacak olursak ülkemiz çok yetenekli bir oyuncu havuzu ama yapmamız gereken alt yapıdan başlayarak oyuncularımıza eğitim ve özgüven aşılamak. Teknik ve yetenek olarak İtalya ve İngiltere örneklerinden eksiğimiz yok. Yeter ki fiziksel ve zihinsel gelişimi tam bir alt yapı sistemi oluşturarak Türk Futboluna hizmet edebilelim.
Trabzonspor'un U-16'sında bir oyuncu dikkatimi çekmişti, Ergin Keleş'i Beşiktaş altyapısına almak için çok uğraştım.
Bir sonraki sene liselerarası dünya şampiyonasında Trabzon Erdoğdu Lisesi dünya şampiyonu oldu. Ergin gol kralı unvanını kiminle paylaştı biliyor musunuz?
Karim Benzema... Ergin'in açıklamasını hiç unutmam; "Benzema Real Madrid'e gitti beni de Akçaabat Sebat'a kiraladılar." Böyle yetenekleri heba edip bugünlere geldiğimizi düşünüyorum. Wembley gibi bir futbol mabedinde oynanan İngiltereİtalya finali gerçekten nefesimi kesecek kadar heyecanlandırdı.
Sonuçta kalecilerin devleştiği penaltı atışlarında zafer gök mavililerin oldu.
İngiltere 2013'te 10 yıllık plan yapıp başladı bugünlere gelmeye. Önce U-17, U-20 şampiyonluğu ve Euro 2020 finali ve 2022 Dünya Şampiyonluğunu kazanmayı hedeflemişler. Adım adım zirveye geldiler ve 2022 için şimdiden favoriler. İtalya da benzer hikâye ile Mancini gibi gerçek bir futbol adamı ile şampiyonluğa ulaştı.
Euro 2020 takımlarının başındaki 4 teknik direktör ülkemizde görev aldı. Mancini G.Saray'dan kovuldu.
Samsun'dan gönderilen Vladimir Petkovic belki de turnuvanın en akılda kalan oyun ve kurgusuyla İsviçre'nin başındaydı.
Löw Almanya ile sayısız başarılara ulaşan teknik direktör olarak hem F.Bahçe hem de Adanaspor'dan kovulmuştu.
Şenol hoca da Beşiktaş'ı Şampiyonlar Ligi'nde Avrupa'nın zirvesine taşıdıktan sonra yollarını ayırmak zorunda bırakılmıştı Fikret Orman tarafından.
Bu 4 örnekten yola çıkarak bile Türk futbolunun bulunduğu kaosun maliyetini anlarız. Ülke futbolunun en kötü ve karanlık tarafı sporun içinden gelmemiş, eğitimi ve uzmanlığı spor yönetimi ve futbol olmayan iş adamı yöneticilerin ve etrafındaki şürekanın karışmasıyla sürekli teknik direktör değişimi ve oyuncu pazarı ile başarıya ulaşılabileceğinin zannedilmesidir.
Son dakika boşta olan 32-33 yaş üstü oyuncuların kurtarıcıymış gibi sunulması yüzünden ülke kontratını ya tamamlayamayan ya da kurtulmaya çalışılan oyuncu mezarlığı haline geldi.
En baştaki Ergin örneğinden tüme varacak olursak ülkemiz çok yetenekli bir oyuncu havuzu ama yapmamız gereken alt yapıdan başlayarak oyuncularımıza eğitim ve özgüven aşılamak. Teknik ve yetenek olarak İtalya ve İngiltere örneklerinden eksiğimiz yok. Yeter ki fiziksel ve zihinsel gelişimi tam bir alt yapı sistemi oluşturarak Türk Futboluna hizmet edebilelim.