Doğru transferler

Sevgili Sergen Yalçın'ın geçtiğimiz ay yaptığı açıklama yaptığı açıklama dikkatimden kaçmadı. Şöyle dedi üstüne basa basa: "Ben kazanılan çifte kupayı uzun süre dilime dolayacak adam değilim. Geçen sezon güzel bitti ama artık yeni ve daha büyük başarılara konsantre olmalıyız." Tabii ki bu sözlerle başarıya hala aç olduğu açık seçik belli olan sevgili teknik direktörün transferde doğru hamleler yapma isteğini anlamak çok güç değil.
Geçtiğimiz haftalarda belirtiğim gibi Salih Uçan Beşiktaş'a imzayı attı. Kenan Karaman'la anlaşma noktasına gelindi ve Sergen Hoca'dan onay bekleniyor.
Hollanda'nın NEC Nijmegen ekibinde forma giyen 20 yaşındaki kanat oyuncusu ve forvet Elayis Tavşan'ın da birkaç gün içinde Beşiktaş'a imza atacağı belirtiliyor.
Benim bu transferlerin hiçbirine itirazım yok.
Beşiktaş'ın bu transfer döneminde ayağına yorganına göre uzattığını görmek beni çok mutlu ediyor.
Siyah-beyazlı takımın savunma, 10 numara ve iki forvet oyuncusu olmak üzere en az 5 transfere ihtiyacı olduğu tabii ki önemli bir gerçek...
Ama Lucescu'nun Dinamo Kiev'de ortaya çıkardığı 18 yaşındaki Ilya Zabarnyi'nin Ukrayna Milli Takımı'ndaki başarısını görünce ben de acaba Alpay Çelebi, Erdoğan Kaya, Egemen Tutar, Azad Demir gibi yetenekler kadroda yer bulur mu diye düşünmeden edemiyorum.
Sevgili Sergen Yalçın henüz 16'sında altyapıdan bir yıldız gibi parlamıştı. Eminim ki, bu gençlerin başarısı en çok onu mutlu eder.
Bakın, transfer dönemi geçen yıllardaki gibi şaşalı geçmiyor.
Çünkü kulüplerin borcu çok, parası yok. Bu parasızlık Türk futbolu için büyük bir fırsat olabilir.
Avrupa Şampiyonası sonrası yorumcuların yüzde 90'ı Milli takımımızın teknik direktörü Şenol Güneş'i günah keçisi ilan etti. Türk futbolundaki sorunları masaya yatırmadan en kolay yoldan yıllarını Türk futboluna adamış teknik direktörün kellesini istemek bizi doğru yola çıkarmaz. Önemli olan nerelerde hata yapmadığımızın en detaylı bir şekilde ortaya çıkarılmasıdır.
Kaf Sin Kaf
İzmir takımlarının yeri bende yeri ayrıdır. Göztepe'nin yanı sıra Altay'ın Süper Lig'e çıkmasıyla bu sezon tarihsel anlamı taşıyan önemli bir derbiye tanık olmanın mutluluğunu yaşayacağız. Hep belirtiyorum; Altınordu zaten artık Türkiye'nin en sempati duyulan gerçek bir futbol markası oldu.
35.5 Karşıyaka bu rekabetin biraz gerisinde kalsa da Türk sporunun dinamo taşıdır.
Sevgili dostum Turgay Büyükkarcı'nın başkanlık koltuğuna oturduğu 3.5 yıldır neler çektiğini çok iyi bilenlerdenim. Büyükkarcı elini taşın altına koydu ve kulübü ayakta tutmayı başardı.
Karşıyaka'da hafta sonu kongre var. Sevgili Turgay bir dönem daha görev isterken zor günlerin geride kaldığını artık şaha kalma zamanın geldiğini söylüyor. Herkes, seçilecek yeni yönetimin etrafında birlik olmalı. Karşıyaka için herkes ayağa kalkmalı.
Yeşil-kırmızılı kulübün kendi içinde çok güzel bir örneği var.
Umarım futbol takımı da; Yaşar Ailesi'nin büyük destek verdiği basketbol takımı kadar başarılı olur, her sezon fırtına gibi eser.