Sinan Vardar

Sinan Vardar

10 Kasım 2018 | Cumartesi

Bardağın iki tarafı

Geçtiğimiz akşam oynanan Genk maçında 80 dakika sahanın her yerinde pres yapan Beşiktaş 4 de önemli gol pozisyonu buldu.
Yaş ortalamasında hemen hemen 8 yaş daha yaşlı takım olmasına rağmen Beşiktaş'ın rakibi karşısında böyle bir performans göstermesi takdire şayandır. Umarım siyahbeyazlı takım Süper Lig'de de aynı tempoyu devam ettirir. Bardağın diğer tarafına baktığımızda da başka kulüplerde olduğu gibi Beşiktaş'ta da büyük bir maddi kriz süratle artarak devam ediyor.

***
Hatta 17 Kasım'daki Divan Kurulu'nda açıklanacağı gibi maalesef kulübün borcu maalesef 350 milyon TL artarak 2 milyar 450 milyonu bulacak. Çok acıdır ki; bu borcun önemli bir kısmı yüksek faizli banka kredileri. Fakat bir gerçek var ki; bankalar bilhassa üç büyük kulübün üstüne gidemiyorlar.
Daha doğrusu yumurta aldıkları tavuğu kesmek istemiyorlar. Ama nereye kadar devam eder bir soru işareti! Sosyal medyada, kulislerde ve perde arkasında daha vahim şeyler konuşuluyor. Artık taraftar da birtakım gerçekleri görüyor ve tepki vermeye başladı. Stat maliyeti, menajer-yönetici ilişkileri ve inanılmaz kötü bir kadro mühendisliği...
***
"Başkan futbolu kendime bağlıyorum" dedi, zerre kadar futbolla ilgisi olmayan kişi ve menajerlerle kulübü maalesef bu hale getirdi. Şöyle bir bakarsak, dünyanın en gelişmiş futbol takımlarında bir başkan futbolu kendine bağlayabilir mi? Bu bütün kurallarına aykırı bir yönetim tarzıdır.
Beşiktaş'ın ekonomisini düzeltecek pojelere ihtiyacı var. Tüketime değil, üretime önem verilmeli. Bakın Genk 1-0 yenik olduğu maçta 17 yaşındaki genç futbolcuyu oyuna sokma cesareti gösteriyor. Bizim ise altyapımız hala 60 metrelik sentetik sahada çalışıyor. Neyse çözümleri uzun uzadıya anlatmak gerekir.
Ama sevgili Beşiktaşlılar maalesef kulübümüzde bazı şeyler iyi gitmiyor.

Gençlerden ağabeylere ders
Saray-F.Bahçe derbisinden önce yine rahat durmadım;
Florya'da oynanan iki ezeli rakibin U21 maçını izlemeye gittim.
Çoğunluğu 20-21 yaş olan iki takımda G.Saray'dan Ahmet Sivri haricinde A Takım'da forma giyebilecek görmedim. Ama zevkli bir maç oldu, G.Saray, F.Bahçe'yi 2-0 yendi. Maç bittikten sonra iki takım futbolcularının birbirlerine sarılarak soyunma odalarına gitmeleri beni çok duygulandırdı.
***
Aslında bu aynı akşam oynanan derbi maçına da çok güzel bir örnek olabilirdi ama maalesef G.Saray- F.Bahçe maçı sonrası gerçekleşen olaylar bütün sporseverleri çok üzdü. Öküzün altında buzağı aramayalım ama, yıllardır Türk futbolunda başarısızlıklar karşısında başka faktörler arayan yöneticiler bu olayların başlıca yaptırımcıları oldular. Allah korusun; çok tehlikeli işler bunlar! Hiç temenni etmiyorum ama bir gün daha büyük olaylar yaşanması çok büyük olasılık.
Ana fikir olarak ağabeyleri U21 maçındaki gençlerin davranışını gösterebilseydi. Derbide hayatını kaybeden Koray Şener kardeşime Allah'tan rahmet dilerim. Ailesinin ve F.Bahçe camiasının başı sağ olsun.

BUGÜN 10 Kasım...
ATAMIZI saygı ve seygiyle anıyorum. Büyük Ata'nın dediği gibi; "Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim!"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor