Sinan Vardar

Sinan Vardar

09 Şubat 2018 | Cuma

Gerçekler küllense de gizlenmez!

ÖNCEKİ gün Yargıtay'dan önemli bir karar çıktı. Bir süre önce 3-4 genç kongre üyesinin Beşiktaş Kulübü'nün Fulya'da zarar gördüğü gerekçesiyle yaptığı dava başvurusu İstanbul mahkemelerinde kabul olmuştu. Ne hikmetse Fikret Orman yönetimi, Beşiktaş'ın hakkını arayacağı yerde bu kararın bozulması için Yargıtay'a başvurdu.
Fakat dün itibariyle Yargıtay; Beşiktaş'ın zararının incelenmesi kararıyla siyahbeyazlı kulübün yönetiminin müracaatını reddetti.
Peki şimdi ne olacak? Şu anda görev yapan yönetim Beşiktaş'ın gördüğü zararların karşılanması için Yıldırım Demirören ve kurmay heyetine maddi ve manevi davalar açma yetkisini elde etti. Bu aslında Beşiktaş'ın geleceği için de çok önemli... Ben şimdi Fikret Orman yönetiminin ne yapacağını büyük bir merakla bekliyorum.
Şöyle bir geriye gidelim;
Fulya tesisleri inşa edilirken o dönemde Yıldırım Demirören yönetiminde ben de vardım. Fulya işi;
Yıldırım Demirören tarafından sadece inşaattan sorumlu yönetici İlhan Durusoy'a verildi. Bu konuyla ilgili bilgi almak isteyen biz yöneticilere de "Lütfen karışmayın!
İlhan bey bu işi tek başına götürecek" cevabını alıyorduk.
Durusoy'un en yakınlarından biri de inşaatların başındaydı. Bu konuda yönetimde yer almayan akil insanlardan bir kurul kurulduğu da söylendi. O komiteden de 'çıt' çıkmadı.
Hiç bir yorum yapmadan o komite yok oldu. Aklıma geldi; 101. yılda şampiyonluğu nasıl kaybettiğimizle ilgili yine benim gibi yönetimde birkaç idealist arkadaşımla birlikte bir komite kurulmasını istedik.
Her şey kabak gibi ortadayken, o komiteden de hiçbir şey çıkmamıştı.

Telefonlar kapandı
Yaklaşık 10 yıl önce yönetimde olmama rağmen Demirören yönetimini hem ibra etmemiş hem de dilekçemi sunmuştum. Ama hatırladığıma göre Fikret Orman ağır bir şekilde muhalefet yaparken, ibra oylamasına kısa bir zaman kala telefonlarını kapattı ve kongreye gelmedi. Zaten maalesef kapalı kapılar ardından neler döndüğünü bir gün herkes bilecek. 4-5 hafta evvel gazetem FOTOMAÇ'ta "Mahşerin 5 Atlısı" yazımda Beşiktaş'ta neler yaşandığını bir nebze olsun anlatmıştım. Defalarca yazdım; yine üstüne basa yazıyorum; tüm kulüplerin 20 yıllık hesapları incelensin. Neler çıkacak neler!!!

Ahmet Çakar, sen ne yapmak istiyorsun?
UZUN yıllardır hepinizi tanırım. Tamam, rating almak için her türlü çabayı gösteriyorsun hatta ekran önündeki davranışlarınız kendinize göre bu da bir ekmek kapısı. Buna itirazım yok! Zaman zaman yayınlarınıza alt yapıda yaptıklarımla ilgili olumlu şeyler de söylediniz.
Ona da teşekkür ederim.
Ama geçen hafta şöyle bir programınıza bakarken, "Türkiye'de sadece iki büyüğün (F.Bahçe ve G.Saray) olduğunu" söylediniz. Beşiktaş iki yıl üst üstte şampiyon olmuş, Avrupa'da da büyük başarılar elde edip, maçlara en fazla seyirci takım olduğu, kuruluş tarihiyle Türkiye'nin de en eski bir kulüp olduğu halde; bu nasıl bir söz! Beşiktaş; Türk Futbol tarihinde sayın Süleyman Seba gibi bir efsane çıkarmış olmasına rağmen bu söyleminiz beni çok rahatsız etti. Tahminim bu garip söylem benim gibi tüm Beşiktaşlıları da çok rahatsız etmiştir. İlk fırsatta bu konuda bir düzeltme yapacağınızı ümit ediyorum.

Beşiktaş başarmalı
Beşiktaş; Süper Lig, Ziraat Türkiye Kupası ve Şampiyonlar Ligi'nde ardı ardına çok zor 8 maç oynayacak.
Takımın oynadığı futbolda geçen sezona göre düşüş var.
Ama Beşiktaş'ın çok önemli yıldızları var ve usta bir teknik direktörü var. Şenol hoca bence bu periyodu kazasız belasız atlatmak için gereken her şeyi yapacaktır. Tosic ve Atiba'nın sakatlıklarının geçtiğini duyuyorum. İki futbolcunun yeniden takıma geri dönmesi Beşiktaş için büyük bir artı. Türkiye'nin gururu Beşiktaş'a zorlu periyotta başarılar diliyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor