Kendinle savaşmayı bırak Quaresma!
Ricardo Quaresma, Beşiktaş'a gelmeden önce de yakından takip ettiğimiz bir futbolcuydu.
Barcelona, İnter, Porto'nun ardından Beşiktaş'a transfer olması hepimizi heyecanlandırmıştı.
Q7, iyi bir profesyonel olsaydı bugün belki hâlâ Barcelona forması giyebilirdi. Ancak yeteneklerinin aksine zaman zaman inatçı ve vurdumduymaz davranışları onun kariyerine çok büyük darbe vurdu.
Portekizli futbolcuyu Beşiktaş camiası o kadar çok sevdi ki ona ikinci bir şansı da verdi. Beşiktaş ona sahip çıkmasaydı, geçtiğimiz yıl Portekiz Milli Takımı'nda büyük ihtimalle olmazdı. Beşiktaş'la ve milli takımında kazandığı şampiyonluklarda Şenol Güneş'in çok büyük katkısı var elbette! Güneş ona iyi geldi ve son iki yılda hayatının kariyerini yaptı.
Ustasına haksızlık etti
Quaresma bu sezon kendisini oyundan çıkaran Şenol Güneş'e büyük tepki gösterdi.
Bu yaptığı çirkin hareket ilk de değildi.
Omuzunda taşıması gerektiği, ona yeteneklerini en iyi şekilde sergilemesi için mükemmel bir motivasyon sağlayan ustasına haksızlık etti, ayıp etti.
Sahi; Quaresma'nın derdi ne? Sorunu oyundan çıkarılmak veya Şenol Güneş değil belli ki! Quaresma kendiyle savaşıyor.
Kendisine gösterilen ilgi, destek ve sevginin karşısında kendi olamıyor.
Farkında değil ama kendiyle savaşıyor.
Şımarmak mı bu; belki...
Şenol Güneş de en sonunda patladı ve "Belli ki üzerinde taşıdıkları ona ağır geldi" dedi.
Güneş, belli ki uzun zamandan bu yana söylemek istediği sözleri Ç.Rizespor maçı sonrası söyledi. Quaresma'nın artık ders çıkarması gerekir. En önemlisi kendisiyle savaşmayı artık bırakmalı!
Neden başkanlığa adayım?
Geçtiğimiz gün Kanal A Televizyonu'nda yayınlanan Sporvizyon programında Futbol Federasyonu'na başkan adaylığımı açıkladım.
Bu sözlerimin ardından çok olumlu tepkiler aldım. Gösterilen ilgi ve desteğin bu kadar olması doğrusu beni hem şaşırttı ve hem gururlandırdı. Gelen tepkilerden şunu anladım, futbolu çok seviyoruz ama futbolumuzun kötü yönetilmesi artık tüm futbolseverleri bıktırmış.
Neden aday olduğum konusuna gelince.
Öncelikle futbolumuz kurumsallaşmanın olmadığı bir yönetim tarzıyla idare ediliyor. Dikkatinizi çekerim; yönetilmiyor, sadece idare ediliyor!
Futbolumuzun altyapı düzeni çöktü. Ülke gencimiz çok yetenekli olmasına rağmen artık ülkemiz futbolcu yetiştiremiyor.
14 yabancılı sistemde kulüplerimiz borç batağında... Kulüplerimiz ve milli futbol takımımızı daha da zor günler bekliyor. Tehlike gittikçe büyüyor. Ve en kötüsü taraftarlar tribünleri terk etti.
Son birkaç yıldır yapıcı olarak eleştiri yapıyorum ama maalesef kapı duvar!..
45 yıldır futbol dünyasında olan bir futbol adamı olarak plan ve projelerimi gelecek haftadan itibaren açıklayacağım.
İlgi ve desteğiniz için teşekkürler...
Tebrikler Yakındoğu Üniversitesi
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde spora olan sevgiyi her hafta birebir yaşıyorum.
Her çarşamba günü BRT-1'de yayınlanan Bizim Stadyum programında Kıbrıs'ın da spor nabzını tutuyoruz.
Bu haftaki programımız çok keyifli geçti çünkü geçen hafta sonu Kıbrıs'ımızın nadide kulübü olan Yakın Doğu Üniversitesi Kadın Basketbol Takımı'nın Türkiye Kupası'nı kazanmasının gururunu yaşadık.
Yakın Doğu Üniversitesi; Galatasaray, Beşiktaş ve Abdullah Gül Üniversitesi'ni yenerek hak ettikleri kupaya uzandı.
Can-ı gönülden tebrik ederim. D-Smart 263. kanal, uydu ve Apple Store'dan Bizim Stadyumu takip edebilirsiniz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.