Yine ne varsa Quaresma’da var
Öncelikle maçtan önce iki takımın centilmence tutumu alkışa değer buldum.
İlk 45 dakikada Beşiktaş tutuk, Başakşehir fırtına gibiydi. Belli ki, Başakşehir teknik direktörü Abdullah Avcı dersine çok iyi çalışmıştı. Başakşehir'in genç yeteneği Cengiz Ünder'le bulduğu gol öncesi Beşiktaş'ı 9 kişiyle karşılayıp 5 kişiyle kontratağa çıkıp gol bulması turuncu-mavili ekibin liderliği hak ettiğini gösteriyordu.
Aman Fabri
Futbol camiasında "Kalecilerin bir tahtası eksiktir" diye bir söz vardır. Aman Fabri kardeşim ceza sahası içinde öyle çalımlar atıyor, öyle riskli işler yapıyorsun ki top sendeyken sürekli kalbimizi tutuyoruz.
Beşiktaş, Benfica maçının yorgunuydu ve 3-3 biten tarihi maçtan tam 3 gün sonra maça konsantre olmakta zorlanmıştı.
Emre Belözoğlu sakatlanıp çıktığı ilk 38 dakikada takımını çok iyi yönetti. Avcı, zorunlu olarak Adana Demirspor'dan transfer ettiği genç futbolcu Attamah'ı oyuna alması da Beşiktaş'ın ekmeğine yağ sürdü.
Atınç, Mehmet Batdal'a 87 dakika top vurdurmadı. En sonunda Abdullah Avcı, Batdal'ı oyundan çıkarmak zorunda kaldı.
Q7, Q7, Q7...
Quaresma Siyah-Beyazlı takım için en büyük güçtü. Son 8 maçta Quaresma'nın 7 gole etki yapması gerçekten alkışlanacak bir performans... İddia ediyorum; Q7'nin vurduğu nefis serbest vuruşu kaleci Volkan Babacan'dan başka hiçbir kaleci kurtaramaz.
Beşiktaş'ta Beck'le bek sorunu had safhaya ulaştı. Büyük umutlarla transfer edilen Gökhan Gönül 80 dakikada neden yedek kaldı merak ediyorum.
Gönül bu maçta oynamayacaksa ne zaman oynayacak?
Gökhan transferi maalesef muamma!
Hakem Cüneyt Çakır ise başarılı bir maç yönetti.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.