Kimdir bu Veysel Sarı?
- Sinan Vardar Yazıları
- 27 Şubat 2014, 00:56:55
Türk futboluna şöyle bir baktığımızda, kulüplerimizin ekonomilerini eksiye çeviren en büyük faktör, futbolcu alımlarındaki yanlışların ön plana çıkmasıdır.
Beni futbol kamuoyu, gençlere önem veren, ileriye dönük yıldız olacak futbolcuların tespitinde tanırlar. Ben böyle bir tanıma nasıl ulaştım, size bir örnekle sunmak istiyorum.
Yıllarca ikamet ettiğim Beylerbeyi'nde öğleye kadar futbol sohbetleri yaparım. TFF Eğitim Dairesi de Beylerbeyi'nde olduğu için; rahmetli YılmazYücetürk ve Gündüz Tekin Onay gibi değerli futbol adamından feyz aldım.
Daha sonraları da sadece genç yeteneklerle ilgilenen amatör milli takım sorumluları Müjdat, Ersoy ve Güngör hocalardan, amatör maçları izleyen saha komiserlerinden ve amatör takımların hocalarından bilgi aldım.
Onların tavsiye ettiği futbolcuları Beşiktaş altyapısının başındayken de izlettirdim ve izledim.
Yalvardım, almadılar
İşte bu yüzlerce futbolcudan biri Veysel Sarı'ydı. Veysel, Müjdat Yetkiner'in bana verdiği bilgi ile henüz 17-18 yaşındayken izleme ağıma girdi ve defalarca izlettim.
Bu genci dört kere Beylerbeyi'ne yanıma çağırdım ve uzun uzun konuştum; ailesini ve kişiliğini araştırdım. Hepsi dört dörtlüktü. Eh, zaten yeteneği de üst düzeydeydi. Kısaca Veysel'in futbolcu olacağına kesin kanaat getirdim.
Ancak sanki bir büyü var; bu genci Beşiktaş'a aldırmam mümkün olmadı. Bunun nedenini bir türlü çözemiyorum.
O dönemde Veysel'i yetiştiren kulüpler Yeni Çarşı ile Dikilitaş kolaylık gösterdi ve bu futbolcuyu yıllarca başkanlık yaptığım Beylerbeyi'nin futbol sorumlusu oğlum Mete Vardar ve o zaman Beylerbeyi'nin teknik direktörlüğünü yapan Mustafa Reşit Akçay'a teslim ettim.
Sağ olsunlar Veysel'le özel ilgilendiler.
Veysel birinci maçtan itibaren formayı kaptı stoper ve ön liberoda harikalar yarattı. Tabi Beşiktaş'a almak için yine çalmadığım kapı kalmadı. Kapı duvar!.. İşin ilginci G.Saray'dan da Veysel için bir teklif gelmedi.
Rahip gibi yaşamalısın
Dört futbolcu tavsiye ettiğim, o dönem süper lige çıkan Eskişehirspor'un eski başkanı Halil'e açtım telefonu. Zaten Halil de "Sinan abi, sen eşeği bile yollasan alırım" derdi. 'Eskişehirspor'da kısa zamanda formayı kapan Veysel; A Milli Takım'a kadar yükseldi.
Benim Beşiktaş aşkım bitmiyor.
Veysel'in sözleşmesi bitecek.
Yönetimdeyim, Yıldırım Demirören'e yalvarıyorum "Bonservisi bedava, başkan Veysel'i alalım!" Yine kapı duvar!
Veysel mecburiyetten Eskişehir'le kontratı uzattı. Önümüzdeki sezon yine kontratı bitecekti.
Beşiktaş'a gelmesi için yine yoğun bir çaba harcadım ancak yine muvaffak olamadım ve genç yetenek G.Saray'a imza attı.
Yani Veysel'i 7 sene önce görmeyenler onu sonunda gördü.
Ona bir baba gibi ve bir yaşam koçu gibi her zaman şu tavsiyede bulunmuşumdur; "Bir rahip gibi yaşa!" Yolun açık olsun Veysel!
Beni futbol kamuoyu, gençlere önem veren, ileriye dönük yıldız olacak futbolcuların tespitinde tanırlar. Ben böyle bir tanıma nasıl ulaştım, size bir örnekle sunmak istiyorum.
Yıllarca ikamet ettiğim Beylerbeyi'nde öğleye kadar futbol sohbetleri yaparım. TFF Eğitim Dairesi de Beylerbeyi'nde olduğu için; rahmetli YılmazYücetürk ve Gündüz Tekin Onay gibi değerli futbol adamından feyz aldım.
Daha sonraları da sadece genç yeteneklerle ilgilenen amatör milli takım sorumluları Müjdat, Ersoy ve Güngör hocalardan, amatör maçları izleyen saha komiserlerinden ve amatör takımların hocalarından bilgi aldım.
Onların tavsiye ettiği futbolcuları Beşiktaş altyapısının başındayken de izlettirdim ve izledim.
Yalvardım, almadılar
İşte bu yüzlerce futbolcudan biri Veysel Sarı'ydı. Veysel, Müjdat Yetkiner'in bana verdiği bilgi ile henüz 17-18 yaşındayken izleme ağıma girdi ve defalarca izlettim.
Bu genci dört kere Beylerbeyi'ne yanıma çağırdım ve uzun uzun konuştum; ailesini ve kişiliğini araştırdım. Hepsi dört dörtlüktü. Eh, zaten yeteneği de üst düzeydeydi. Kısaca Veysel'in futbolcu olacağına kesin kanaat getirdim.
Ancak sanki bir büyü var; bu genci Beşiktaş'a aldırmam mümkün olmadı. Bunun nedenini bir türlü çözemiyorum.
O dönemde Veysel'i yetiştiren kulüpler Yeni Çarşı ile Dikilitaş kolaylık gösterdi ve bu futbolcuyu yıllarca başkanlık yaptığım Beylerbeyi'nin futbol sorumlusu oğlum Mete Vardar ve o zaman Beylerbeyi'nin teknik direktörlüğünü yapan Mustafa Reşit Akçay'a teslim ettim.
Sağ olsunlar Veysel'le özel ilgilendiler.
Veysel birinci maçtan itibaren formayı kaptı stoper ve ön liberoda harikalar yarattı. Tabi Beşiktaş'a almak için yine çalmadığım kapı kalmadı. Kapı duvar!.. İşin ilginci G.Saray'dan da Veysel için bir teklif gelmedi.
Rahip gibi yaşamalısın
Dört futbolcu tavsiye ettiğim, o dönem süper lige çıkan Eskişehirspor'un eski başkanı Halil'e açtım telefonu. Zaten Halil de "Sinan abi, sen eşeği bile yollasan alırım" derdi. 'Eskişehirspor'da kısa zamanda formayı kapan Veysel; A Milli Takım'a kadar yükseldi.
Benim Beşiktaş aşkım bitmiyor.
Veysel'in sözleşmesi bitecek.
Yönetimdeyim, Yıldırım Demirören'e yalvarıyorum "Bonservisi bedava, başkan Veysel'i alalım!" Yine kapı duvar!
Veysel mecburiyetten Eskişehir'le kontratı uzattı. Önümüzdeki sezon yine kontratı bitecekti.
Beşiktaş'a gelmesi için yine yoğun bir çaba harcadım ancak yine muvaffak olamadım ve genç yetenek G.Saray'a imza attı.
Yani Veysel'i 7 sene önce görmeyenler onu sonunda gördü.
Ona bir baba gibi ve bir yaşam koçu gibi her zaman şu tavsiyede bulunmuşumdur; "Bir rahip gibi yaşa!" Yolun açık olsun Veysel!