Üzülmeyin
Galatasaray son derece inançlı ve hırslı çıktığı bir Şampiyonlar Ligi maçında daha yenik duruma düştü. Performansıyla gurur duyduğumuz temsilcimiz için bu noktada çıkarılacak çok önemli dersler var. Galatasaray'ın mevcut kadrosu her rakibe karşı gol bulabilecek dirayette. Kalecisi "A klas", stoperleri (Davinson'un yokluğuna karşın) son derece kaliteli ve deneyimli... Peki ya orta sahası; yalnız adam Torreira, yarım Mertens ve çeyrek Ndombele! Kaan'ı orta sahaya koysan isteksiz, mutsuz ve formsuz bir Nelsson'a mahkum olacaktı Okan Hoca...
Adamlar ilk maça göre çok daha derli topluydu; kabul ediyorum. 1-2 geride bitirdiğimiz ilk yarıda hakem ve VAR'ın ne penaltımızı ne de golümüzü niye iptal ettiğini anladım. Hadi penaltı pozisyonuna bi'şekilde açıklama getirsinler, "yarı otomatik ofsayt tespiti" sonucu önümüze konan görsel adeta aklımızla dalga geçti. "Aynı hizada olmak" nedir, nasıl olur, biri bana izah edebilir mi? Nano teknolojiyle mikronları mı hesapladınız yahu! İnanılır gibi değil. İkinci yarı "atacağız" derken yediğimiz gol bile umutlarımızı söndürmedi.
Ziyech, Onana'yı ikinci kez gafil avladıktan sonra Kerem'in muhteşem golü geldi. Maçın bitimine 20 dakikadan fazla süre vardı. İki gol, bir asistle oynayan Ziyech de artık yeşil sahalarla barışmış, savunma bile yapar duruma gelmişti. Fakat kalan süre, mağlubiyete daha yakın olduğumuz şekilde seyretti. Üzülenler çoğunluktadır ama ben hayli mutluyum. Bence dün geceki bir puan Galatasaray için yeterli olacak. Bekle bizi Kopenhag... Orada yine tarih yazacağız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.