Hayat kısa...
Üç günlük dünya... Birbirimizi kırmaya değmez. Virüsler, savaşlar, metropolün yorucu temposu; hayat zor. Herkes, kendine, ailesine, vatanına, milletine kendini ait hissettiği tüm insan kümelerine hak ettiği değeri vermeli ve onlardan hak ettiği değeri görmeli bu zorlu yolculukta. Herhangi bir çocuk gibi; Ali Yiğit Buruk'un da bir gülümsemesinden değerli değil hiçbir şey...
Tüm hayatını Galatasaray'a adamış Fatih Terim'in şefkatle sarmalanmasından da... Galatasaray ligin en çok şampiyon olmuş takımı. Kim bilir belki bu sezon da şampiyon olur. Olmazsa da dünyanın sonu değil. Tüm Galatasaraylılar diğer kulüplere meftun taraftarlar gibi sadece kazandığında sevmiyor ya kulübünü... Hayat kısa, futbol güzel, Galatasaraylı olmak, kazanırken de kaybederken de güzel. Mühim olan zor günleri sımsıkı sarılarak, omuz omuza geçirecek insanların olması... Galatasaray camiası, diğer kulüplerimiz gibi zor günler geçiriyor, Galatasaray da şampiyonluğu çok istiyor. Ben lige verilen bu arada, futboldan çok daha önemli şeyler olduğunu belirtmek istedim.
Beşiktaş ve Başakşehir galibiyetleriyle sezon sonuna kadar krediyi garantileyen Okan Hoca da yaşayan efsane Fatih Terim de bunu en az benim kadar biliyor. Her ikisi de sevgiyi, saygıyı hak eden bu iki yol arkadaşı pek çok Galatasaraylı tarafından ailelerinden biri gibi görülüyor. Eminim ki onlar da birbirlerini seviyor, sayıyor. Hayat, güzel, bir takımı tutkuyla sevmek en az hayat kadar güzel. Her şey gelip geçer, ben, siz, onlar ama futbol sevgisi ve Galatasaray gibi dev kurumlar sonsuza kadar yaşar. Bu ligsiz, rekabetsiz, taht oyunlarından uzak, uzun arada, tüm bunları hatırlamak ve herkese hatırlatmak istedim. Sevgi, saygı ve selamlarımla...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.