Avrupa ayarları
Galatasaray art arda İstanbul'da oynayacağı iki kritik maç öncesi ligin 15. sırasındaydı ve hayli tedirgindi. Takımın performansı hiç güven vermezken iki önemli isim; Feghouli ve Mohamed de yoktu. Açıkça belirteyim ki; Galatasaray'ı Karagümrük karşısında favori olarak görmüyordum.
Maça hayli istekli ve tempolu başlayan sarı kırmızılılar bir anda iki usta ismiyle skoru 2-0'a getirdi.
Gomis'in gole çevirdiği penaltı vuruşunun kazanılmasında bazı hakemler devam kararı verebilirdi.
Kerem'in bir engelleme ya da darbe sonucu değil de bir çarpışma sonucu yerde kaldığını düşünen de olabilir.
En kötü, en formsuz haliyle bile takımdaki en iyi şeylerden biri olmayı her daim başaran Babel attığı golde çok soğukkanlıydı.
Rakip savunmacıların korkulu rüyası Kerem'in sakatlanarak dışarı çıkması Fenerbahçe maçı öncesi Galatasaraylılar'da hayli endişe yaratmış olmalı. Hele hele, gündüz seansında Kayseri'de dört gollü galip gelen Fenerbahçe'nin formunu hesaba katınca Torrent'in işi haftaya hayli zor görünüyor. Maçın son yarım saatlik dilimin de Galatasaray'ı bunaltan Karagümrük bir de penaltı kaçırdı.
Penaltıyı kurtaran Muslera için tam ''eski günlerine döndü'' diye düşünürken birkaç dakika sonra koltuk altından kaçırdığı bir top neredeyse gol oluyordu. Birkaç oyuncusunun ekstra çabalarıyla, ortalamasının altında oynayan rakibini zar zor yenen Galatasaray için Kadıköy'de beraberlik gayet makul bir sonuçtur.
Torrent'e tavsiyem, UEFA Avrupa Ligi deplasman ayarlarına dönmesi.
Aksi halde, sarı kırmızlı camiada gerilim her yerde son derece yoğun hissedilirken, olası bir Fenerbahçe yenilgisi, telafisi güç bir çözülme ve ağır bir travmayla sonuçlanabilir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.