Gençlik ve deneyim
Galatasaray, Muslera'lı 26, Muslera'sız 25 yaş ortalaması olan bir takımla maça başladı.
Terim, hızlı ve genç oyuncularıyla tarihinin en güçlü kadrolarından birine sahip olan Trabzon'un sahasında doğru bir strateji belirlemişti.
Nitekim, genç ve dinamik Cimbom Emre Kılınç'ın attığı iki golle büyük bir avantaj yakalamıştı, üç puanı hanesine yazdırmak adına. Abdullah Hoca'nın devre bitimine 5 dakika kala yaptığı iki oyuncu değişikliği (Abdülkadir Ömür ile İsmail'in yerine, Yusuf ile Trondsen'i aldı) kırılma noktası oldu. Takımının yediği iki golde hatalı olan iki ismin yerine girenler belki ağızlarıyla kuş tutmadılar ama Avcı hedefini Cornelius'un golüyle buldu (Yusuf skor 2-2'yken kalesine giden bir topun gol olmasını önledi).
Fatih Hoca, biri zorunluluktan (Emre'nin sakatlanması) iki değişiklikle skorun avantajını elinde tutmaya çalıştı. Morutan'ın çıkması şaşırtıcı değildi kuşkusuz ama deneyimli teknik adamın oyuna Babel ve Aytaç'ı sürmesi, özellikle ''Taylan'ı düşünmemesi'' hayli enteresandı.
***
İkinci yarı düşük tempolu, iki takımın daha kontrollü oynadığı bambaşka bir maç izlemeye koyulmuştuk. Bu durum daha kaliteli, daha deneyimli taraf için kuşkusuz daha büyük avantajdı ve Nwakaeme beraberlik golünü buldu.Skor 2-2'ye geldikten sonra maçın bitimine daha yarım saat vardı.
Zaman zaman ''saman alevi'' gibi parlayan iki takım özellikle bitiş düdüğü yaklaştıkça maçı, rölantiye almaya meyletti. G.Saray, kendisinden daha önce ve daha iyi bir takım kuran Trabzon karşısında oyun üstünlüğü kuramasa da bazı bölümlerde ağır basan taktik üstünlükle çokça pozisyona girmeyi başardı.
Bence beraberlik iki takım için de hiç de fena olmayan adil bir sonuç. Fakat Trabzonspor'un kendi taraftarına 2-0'dan gelerek daha çok umut verdiğini vurgulamak lazım.
Terim'in bu maç özelindeki taktiğinin önümüzdeki haftalarda değişeceğini düşünüyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.