Merdiven
Falcao maça golle başlayabilirdi fakat henüz üçüncü dakikadaki şık "ayak içi" direkten geri döndü. Onu bu pozisyondan 17 dakika sonra (Emre Kılınç'ın golünden hemen önce) top ona çarparken yaptığı asistte (!) gördük. Kolombiyalı, ikinci yarıda Babel'in enfes pasıyla buluşup, uzun bir aradan sonra gerçek bir "Falcao golü" ile takımını 2-1 öne geçirirken büyüleyiciydi. Avrupa kariyerinin ilk kırmızı kartını "ikinci sarıdan" gören Kolombiyalı yıldız sahadan çıkarken maça unutulmaz bir damga vuruyordu. Bence ağırdı.
Galatasaray'ın ilk golünden önce Babel'in faul yapıp yapmadığı yoruma açık; İngiltere'de vermezler, Türkiye de ise verilebilir. Sanırım VAR, faul pozisyonunu değil Emre'nin ofsaytta olup olmadığını inceledi.
Erzurumspor'un penaltısında hakem beyaz noktayı göstermek için VAR'a ihtiyaç duymamalıydı!
20 milyon Euro'luk Marcao penaltıyı yaptırırken üst düzey bir stoper olmadığını haykırır gibiydi.
Dün akşam Galatasaray'ın kalesi Okan'a emanetti. Muslera'nın yedeği bile olmak çok zor. Okan'ın ilk 11'de oynaması gerektiğini düşünüyorum.
Okan, kariyerinde daha yükseklere çıkabilir. Fatih içinse artık tırmanışa geçmek adına (sanki) çok geç.
Galatasaray, kör kuyuya inen bir merdiven misali gelen üç puanla rahat bir nefes aldı. Aslan'ın doğru yolda olduğunu söylemek zor.
İkinci yarının hemen başında, Luyindama, kendi ceza sahası önünden dikine 30 metre gitti ve rakibin yarı alanına geçer geçmez orta yuvarlağa top almaya gelen Falcao'ya pas verdi. Falcao ise en gerideki Marcao'ya meşin küreyi geri gönderdi. Buna, o dakikada anca "zaman kaybı" denebilir. Bir takım bunu tabelada öndeyken ve maçın son dakikalarında yapsa anlaşabilir bulabilirdim. Bu tezahürdeyse söyleyebileceğim tek şey; orta sahada büyük bir zafiyet var.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.