Tuzağa düşmeyelim

Belhanda ''Sneijder benden daha iyi'' demiş. Hepimiz içimizden geçirdik; ''iyi ki söyledin; bilmiyorduk (!)'' ... Ayağının tozuyla gelir gelmez bahşedilen 10 numaralı formayı yan cebine koyarken de acaba bilmiyor muydu;
Sneijder'in tırnağı bile etmediğini...
Sabah'ta Mehmet Özcan'ın haberini okuyunca yine sinirden ayağa fırladım. Her fırsatta da vurguluyor Faslı yıldız (!); ''Galatasaray'da ve Türkiye'de çok mutluyum''... Aldığı ile verdiği arasındaki (kendi lehine) kocaman farktan doğan hoşnutluğu başka, mutluluksa bambaşka şeyler.
Keza; ne sahadaki performansı, ne tavırlarıyla bize mutlu olduğunu asla anlatmadı. Kontrolsüz, hoyrat hareketleri, saçma sapan gördüğü kartlarla da çok baş ağrıtmış olması cabası.
H H H
Hiç beğenmediğim Emre Çolak bile Belhanda'dan daha yetenekli ve en fazla Belhanda kadar aymazdı oysa; haksızlık etmişiz. Uyumsuz, hoşnutsuz ve fazlasıyla zengin bir futbol emekçisi (!) olan Belhanda, indirim talebini de ancak uzun sözleşme koşuluyla kabulleneceğini ifade etmiş.
Ülkemizin altyapılarından kolaylıkla çıkarabileceğimiz bir futbolcu, bize yine profesyonellik dersi veriyor.
Yıllardır ülkemizde gelip menajerleri ve kulüplerimizdeki kankalarıyla (!) birlikte kamyonla para götüren tüm yabancı futbolcular gibi... Çünkü; hepimizden rasyonel.
İşte Türk futbolunu bu zorlu dönemden çıkarmak için en az Belhanda kadar akıllı ve kurnaz olmak zorundayız.
Sorun; elbette Belhanda değil, Belhanda ve benzeri topçuları başımıza saranlar. Bundan böyle, Sneijder zaten hayal, bari Belhanda gibi tuzaklara düşmeyelim.