Gri
Fatih Terim'in Beşiktaş'la deplasmanda oynarken üç stoper sahaya sürmesini (hele hele bu stoperlerden birisi Ahmet Çalık'sa) hiç beklemiyordum.
Demek ki; G.Saray bundan sonra böyle oynayacak. Tudor'un 3-5-2 ısrarı sonu olmuştu ama bugünün koşullarında (ben dahil) hiç kimse aksi bir görüş ortaya koyamıyor.
Kendi kalesiyle rakip arasını kalabalık tutup hızlı oyuncularla kontrataklarla gol araması gereken bir Galatasaray dışında, galip gelme olasılığı vardıysa da ben görememiştim. Bu sebeple; maç öncesi A Spor yayınında Fatih Terim'in Eren Derdiyok tercihini çok yadırgadığımı söylemiştim.
Eren, barajda kolunu açarak sebebiyet verdiği penaltıyla rakibe yaptığı katkıyla maçı neredeyse başlamadan bitiriyordu.
G.Saray'ın penaltı beklediği pozisyonların (ben bu yazıyı yazarken üç pozisyon vardı) ve Beşiktaş'ın skoru 1-0'a getiren penaltısından önceki ''çift vuruş'' kararının GRİ pozisyonlar olduğu kanaatindeyim.
Herkesin yorumu farklı. Bu açıdan sözü otoritelere bırakmayı doğru buluyorum. Benim için en yetkin referanssa, yıllardır birlikte program yaptığım Erman Toroğlu. Cüneyt Çakır için bu denli fazla sayıda karmaşık pozisyon hayli büyük bir talihsizlik.
Sarı kırmızıların dün akşamki maç kadrosunda dört tane 2000 doğumlu; bir tane 1998, bir tane 1999 bir taneyse 2002 doğumlu Türk oyuncunun olduğunu vurgulamak lazım. Bu şartlar altında, maçı sonucundan bağımsız olarak Terim'in Moskova'da dedikleri akla geliyor; ''en az hasarla ligin devre arasını görmek''.
Keza; Galatasaray, an itibarıyla ligin en zor gol atan takımlarından biri konumunda.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.