Kaçan balık

Bir haftadır "Twente maçı ne olur?" diye soranlara, "Bir gol atarsak turu geçeriz" dedim.
Nitekim Bursaspor, penaltıdan yediği golden sonra devre biterken Pinto ile altın değerinde golü de atıp skoru eşitledi.
Tamam dedik: 'Bu iş bitti.
Gruplara çıktık artık'...
Ama nereden bilebilirdik ki 61 ve 62'de kalemizde 2 gol birden göreceğimizi!..
Oysa 3-1'lik galibiyetin de avantajıyla oyuna kontrollü ve soğukkanlı başlamıştık. Twente'nin hücum presine rağmen, katı savunma yapmadık ve sık sık öne çıkarak Sestak'la pozisyon da bulduk.
Fer, ferimizi söndürdü
Biraz bocalar gibi olsak da 45+4'te sahneye çıkan Pinto, sağdan Sestak ve Basser'in getirdiği topu köşeden ağlara takınca, çifte zafer kutlamaları için hazırlıklar başlamıştı bile.
İkinci yarının hemen başında Vederson'un direği sıyıran sert şutu sanki maçın kırılma anı oldu.
Savunmada yapılan zincirleme hatalar sonucunda üst üste kalesinde 2 gol birden gören Bursaspor, adeta şoke oldu.
Uzatmada Gutierrez'in şutunun direkten dönmesi şanstı.
Yaptığı kurtarışlarla yerden kalkamayan Carson, 116'da Fer'in golüne engel olamadı ve elendik.
Sonuçta, kaçan balık çok büyük oldu! Hem de çok...