Bursa’da yetenek kazandı
- Rıdvan Dilmen Yazıları
- 02 Mayıs 2017, 00:28:22, Güncelleme: 02 Mayıs 2017, 00:39:13
Saha içi için konuşacak çok bir şey yok...
Muhteşem oynayan bir G.Saray izledik.
Sahadaki takımlar arasında sıklet farkı vardı. Sanki ağır sıklet-hafif sıklet boks maçı gibiydi.
Bursaspor geçen hafta da Akhisar'dan 5 gol yedi.
Bursa kolay bir şehir değildir. Türkiye'de ulaşılmayacak bir başarı elde ettiler, Trabzonspor'dan sonra şampiyon olan bir Anadolu takımı olarak...Orada çalışmak da futbol oynamak da yöneticilik de çok kolay değildir.
Şampiyon kadronun, mucize yaratan teknik direktörü yuhalandı maalesef orada, keza Hamza hoca da..
Ama muhteşem de bir seyircisi vardır bu maç hariç.
Futbol şehridir, altyapıları muazzamdır, Türkiye'nin en önemli değerlerinden biridir. Ama Türkiye'de bir gerçek var; kadro kaliteniz de önemlidir. Geçen hafta Abdullah Avcı'nın söylediği bir şey vardı; "Kadro kalitesi yetmez, bir sistem takımı da olmak lazım.
Sabır gerek. Biz 3 yıldır bunun için çalışıyoruz." İşte Bursa böyle sabırlı şehir değil. Bu da sık hoca değişikliği getirdi. Yönetimleri de değişti.
Beşiktaş böyle tek kale oynardı
Buna karşılık da Tudor'un gelişi, sistem istikrarsızlığı derken G.Saray yarıştan erken koptu. Tudor'un neye ihtiyacı vardı? G.Saray'da oyuncuya yönelik bir düzen görüyordu fakat çok sert bir giriş yaptı. Burada Dursun Bey ve yönetimi de belki de mecburiyetten ama Fenerbahçe derbisine rağmen Tudor ile devam kararı aldılar. Ben geçen hafta 'Tudor seneye zor' demiştim.
Ama özellikle Fenerbahçe ve Galatasaray'da bu aralar pek teknik direktörler konuşulmuyor.
Gündemde başkanlar ve taraftarın küskünlüğü var.
Advocaat gitti... Bir tarafta da Tudor'un geleceği değil kadronun ve yönetimin geleceği tartışılıyor. Bu dönemde yoğun idman temposunun problemlerini yaşarken semeresini de almaya başladılar. Mesela son derbide oyunu G.Saray, 3 puanı F.Bahçe kazandı.
Zaten o yenilginin reaksiyonu çok sert olmadı. Bu maçta da F.Bahçe gibi kuvvetli bir takım değil, gevşek ve demoralize bir takım bulunca farka gittiler.
Aslında Mutlu hoca önlem almaya çalışmış ama yetenek vardı karşısında. 5'inci dakikada, 45. dakikada ve 89'da üç gol oldu. Çalımla gol attılar, duran toptan gol attılar. Kontradan attılar. Bu önemli bir başarı. Bir dönem Beşiktaş deplasmanda böyle tek kale oynardı.
HAKEM İZİN VERMEDİ
G.Saray daha farklı da kazanabilirdi ama hakem izin vermedi. Niye hakem sadece 1 dakika uzattı maçı bilemedim. Belki G.Saray 6. golü atacaktı, belki Bursa atacaktı veya kartlar olacaktı. Hani kupa rövanşı olsa tamam diyeceğim, maç 5 olmuş, iş bitmiş ama bu lig maçı. Hakemler bu uzatma dakikalarını aralarında halletsinler çünkü ülkemizde ikili averaj var artık.
Muhteşem oynayan bir G.Saray izledik.
Sahadaki takımlar arasında sıklet farkı vardı. Sanki ağır sıklet-hafif sıklet boks maçı gibiydi.
Bursaspor geçen hafta da Akhisar'dan 5 gol yedi.
Bursa kolay bir şehir değildir. Türkiye'de ulaşılmayacak bir başarı elde ettiler, Trabzonspor'dan sonra şampiyon olan bir Anadolu takımı olarak...Orada çalışmak da futbol oynamak da yöneticilik de çok kolay değildir.
Şampiyon kadronun, mucize yaratan teknik direktörü yuhalandı maalesef orada, keza Hamza hoca da..
Ama muhteşem de bir seyircisi vardır bu maç hariç.
Futbol şehridir, altyapıları muazzamdır, Türkiye'nin en önemli değerlerinden biridir. Ama Türkiye'de bir gerçek var; kadro kaliteniz de önemlidir. Geçen hafta Abdullah Avcı'nın söylediği bir şey vardı; "Kadro kalitesi yetmez, bir sistem takımı da olmak lazım.
Sabır gerek. Biz 3 yıldır bunun için çalışıyoruz." İşte Bursa böyle sabırlı şehir değil. Bu da sık hoca değişikliği getirdi. Yönetimleri de değişti.
Beşiktaş böyle tek kale oynardı
Buna karşılık da Tudor'un gelişi, sistem istikrarsızlığı derken G.Saray yarıştan erken koptu. Tudor'un neye ihtiyacı vardı? G.Saray'da oyuncuya yönelik bir düzen görüyordu fakat çok sert bir giriş yaptı. Burada Dursun Bey ve yönetimi de belki de mecburiyetten ama Fenerbahçe derbisine rağmen Tudor ile devam kararı aldılar. Ben geçen hafta 'Tudor seneye zor' demiştim.
Ama özellikle Fenerbahçe ve Galatasaray'da bu aralar pek teknik direktörler konuşulmuyor.
Gündemde başkanlar ve taraftarın küskünlüğü var.
Advocaat gitti... Bir tarafta da Tudor'un geleceği değil kadronun ve yönetimin geleceği tartışılıyor. Bu dönemde yoğun idman temposunun problemlerini yaşarken semeresini de almaya başladılar. Mesela son derbide oyunu G.Saray, 3 puanı F.Bahçe kazandı.
Zaten o yenilginin reaksiyonu çok sert olmadı. Bu maçta da F.Bahçe gibi kuvvetli bir takım değil, gevşek ve demoralize bir takım bulunca farka gittiler.
Aslında Mutlu hoca önlem almaya çalışmış ama yetenek vardı karşısında. 5'inci dakikada, 45. dakikada ve 89'da üç gol oldu. Çalımla gol attılar, duran toptan gol attılar. Kontradan attılar. Bu önemli bir başarı. Bir dönem Beşiktaş deplasmanda böyle tek kale oynardı.
HAKEM İZİN VERMEDİ
G.Saray daha farklı da kazanabilirdi ama hakem izin vermedi. Niye hakem sadece 1 dakika uzattı maçı bilemedim. Belki G.Saray 6. golü atacaktı, belki Bursa atacaktı veya kartlar olacaktı. Hani kupa rövanşı olsa tamam diyeceğim, maç 5 olmuş, iş bitmiş ama bu lig maçı. Hakemler bu uzatma dakikalarını aralarında halletsinler çünkü ülkemizde ikili averaj var artık.