En kötü senaryo
- Rıdvan Dilmen Yazıları
- 11 Ekim 2014, 01:24:08, Güncelleme: 11 Ekim 2014, 01:43:51
Ancak Milli Takımımız'ın daha yarışın başında çok geriye düşmemek için kazanması gerekiyordu.
Ay-yıldızlılar, sahaya İzlanda maçından farklı bir kadro ve farklı bir futbol anlayışı ile çıktı.
İlk yarıda özellikle hücumda mükemmele yakın bir oyun vardı ekibimiz adına. Skoru 1-0 yapan golde hem Caner Erkin'in ortası hem de Umut Bulut'un kafa vuruşu muhteşemdi...
Futbolu ve golü gördükten sonra millilerin rahat kazanacağını düşünüyorduk.
Ancak 7 dakika sonra Çek'lerin kornerden golü geldi.
Alan savunması yaptık, ilk kez geldiklerinde golü yedik. Bir de rakibin en tehlikeli silahları iki stoperi Kadlec ve Sivok. Bunlara karşı yüzde yüz adam markajı yapmamız lazımdı.
Nitekim Sivok, elini kolunu sallaya sallaya gelip, korner atışında topa kafayı vurdu ve ağlarımızı sarstı.
Yüzde yüz penaltıyı es geçti
İlk yarının en önemli anlarından birisi de Arda'nın ceza sahasında düşürülmesini İsveçli hakem Jonas Eriksson'un es geçmesiydi. Yüzde yüz penaltıyı vermeyen Eriksson, belki de maçın kaderiyle oynadı.
İkinci yarıda Milli Takım'ı tekrar öne geçirecek golü beklerken, topu ikinci kez ağlarımızda gördük.
Caner adamını kaçırdı ve Çek'ler 2-1 öne geçti. Aslında gol geliyorum diyordu. Çünkü golden 5-6 dakika önceki pozisyonda Caner rakibine karşı yine çaresiz kalmıştı.
Çekler oyunun kalan bölümüne bizi adeta uyutup, olağanüstü bir futbol sergilemeden üç puanı aldılar.
Sonuç itibarıyla maç öncesi hocası "Beraberlik bizim için iyi bir sonuç olur" diyen Çek Cumhuriyeti, sahadan galibiyetle ayrılarak grupta büyük bir avantaj yakaladı. Henüz bir şey söylemek için çok erken ama Milli Takımımız için 2 maçta 2 yenilgiyle en kötü senaryo gerçekleşmiş oldu.
Gruptaki şansımız adına da Letonya maçı büyük önem kazandı. Taraftar için de birkaç şeyler söylemekte fayda var.. Böyle maçlarda tribünler takımı ateşlemeli, itici gücü olmalı.
Ancak dünkü maçta tribünler Milli kütüphane gibiydi...