Kalite eksik
Galatasaray'ın maçları çok enteresan geçiyor.
Hem Galatasaray hem de rakibi kimse oyun içerisinde mutlaka taktiksel, bireysel değişiklikler yapmak zorunda kalıyorlar.
Dün de Torku Konyaspor karşısında aynen böyle oldu.
Maç daha oyunun başında bitti.
Konya ekibi ikinci, üçüncü golü bulacak diye beklerken herkes, ilk yarının sonunda Drogba'nın golü geldi.
Galatasaray böylece ikinci yarıya moralli ve umutlu çıkma şansını yakaladı.
İkinci yarıda baskı ve klasik Burak Yılmaz golü geldi, Galatasaray öne geçti.
2-1'den sonra karşılıklı ataklar başladı.
Statta ve ekran başında olan herkes oyunun uzatmaları dahil iki fark olmadan rahat edemiyor.
Heyecanlı, coşkulu ama oyun kalitesi düşüktü dün akşam.
Muslera maçın başında bir hata yaptı, aynı hatayı bir daha yaptı golü yedi.
Bu hatalar takıma da ihtar oldu.
Kazanmayı biliyor
Aynı Muslera, yüzde yüz bir golü de çabukluğu ile çıkardı.
Aynı pozisyonda Burak'ın golünde kaleci uzanamadı.
Daha doğrusu uzandı ama yetişemedi.
Tabii ki Galatasaray geçen hafta Kayseri deplasmanında aldığı galibiyetinden sonra seriye bağlamak istiyordu.
Evinde oynadığı maçta Konyaspor karşısında fazlasıyla favoriydi zaten.
Ama oyun hep gitti, geldi.
Galatasaray'ın atakları olgun gelişmiyor. Sürekli bir telaş içinde oynuyorlar. Bu da kaliteli hücum şansını yok ediyor.
Öyle ya da böyle Galatasaray kazanıyor. Üst üste gelen galibiyetler moral açısından önemli.
Sarı-kırmızılılar'ın önünde çok önemli ve kritik iki maç var. Önce Şampiyonlar Ligi'nde Kopenhag ile oynayacaklar ardından Kadıköy'e gidecekler.
Fenerbahçe maçına puan kaybı yaşamadan gitmeleri önemliydi bunu da başardılar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.