Yanlış yöntem!
- Rıdvan Dilmen Yazıları
- 21 Ocak 2013, 01:46:49, Güncelleme: 21 Ocak 2013, 10:21:13
Hatta 70'inaltı bile yetebilir.
Bence 70'i en fazla bir tane takım bulabilir. Herkes maç kaybediyor, puan kaybediyor.
Ve rakiplerinin puan kaybettiği gün Fenerbahçe de özellikle ilk yarıda çok kötü oynayarak puanları kaybediyor. İlk yarıda Elazığ iyi oynadı. İki de gol buldu.
İkinci yarının başında iki takım da 10 kişi kalınca Fenerbahçe genelde doldur-boşaltla yüklenmeye başladı. Karşısında Elazığ'dan bir tehlike yemedi. İki gol, 4-5 tane de karambolden pozisyon buldu.
Maçın son 40 dakikası zaten organize futbol hiç yoktu.
Beraberlik golünü bir duran toptan kafayla bulan Mehmet Topal, ikinci yarının ortalarında yine kafayla net bir gol kaçırmıştı.
İki takıma da yaramayan ikinci gol (en azından bu maç için) skoru belirledi.
Fenerbahçe kulağını tersten tutmaya çalıştı. Maça iyi başlamadı.
2-0 geriye düştükten sonra çevirmeye uğraştı. Ama maça önde baskıyla başlasa kulağını doğru taraftan gösterebilirdi.
Kırmızı kartlar doğru
Kupada ilk maçı deplasmanda kazanmış, rövanşı evinde oynayan bir takım gibi başladı Fenerbahçe...
Al-ver, stoperler geride birbirlerine, sonra kaleciye, sonra tekrar stoperlere...
İlk yarıdaki bu durgun futbolun bedelini Fenerbahçe iki puan kaybederek ödedi. Fenerbahçe'nin ana problemi bu. İçeride, dışarıda düşük tempoyla başlıyor.
1461, Bursa ve Elazığ... Üç maçta da rölanti oyunu bırakıp tempo yapınca son bölümde gollerle skoru değiştirdi.
Aslında yüksek toplarda Bilica ve Sedat'ın Sow ve Semih'e üstünlük sağlamaları lazımdı.
Hep sektirdiler topları...
Ribauntları da hep Fenerbahçe aldı. Elazığ'ın son bölümde fizik olarak düştüğünü gördük.
Bununla birlikte baskı da arttı.
Elazığ da 2-0'dan sonra yaslanmasının, hücuma çıkamamasının bedelini iki puan bırakarak ödedi.
Kırmızı kartlar haklıydı. 10'a 10 oynamak, 11'e 11'den daha
avantajlı oldu Fenerbahçe için...