Kalite ve mücadele
Fenerbahçe grupta Rennes'le beraber en güçlü takım. Benzer oyun anlayışlarıyla sahada yer alan iki teknik adamın da maçı olacaktı. Fenerbahçe oyunun üçte ikilik bölümünde değişikliklere kadar hücumda çok üretken olamadı. Burada özellikle İsmail ve Mert Hakan'ın üçlü savunmanın önünde çok simetri top alması, daha asimetri düzenini kurmadı. İrfan Can'la King de rakip stoper-bek arasında doğru pozisyonlarda topu alamadı. Batshuayi de alan açma, topu tutmada istenilen seviyenin altında olunca, bir de buna Lincoln ve Samuel'in (Samuel ne kadar iyi niyetli olsa da) hücuma etkili çıkamadıklarından sarı-lacivertliler üretmekte ciddi sıkıntı yaşadılar. İki takımın teknik direktörünün de oyunda kurduğu tuzaklar, maç 0-0'ken hemen hemen aynıydı. Her ikisi de ön alan güçlü presleriyle kazanılan toplarla rakibin organize olmamış savunmasına en kısa yoldan hücum edip, gole gitmek düşüncesi vardı. Bu geçişleri yiyen takım da mutlaka kalesinde gol bulacaktı. Nitekim Fenerbahçe ilk golde sonlandıramadığı atakta bu geçişi yediği gibi arkasından ikinci golde de buna benzer aynı hatayı savunma bloğu yine yaptı. Süper Lig'de de zaman zaman bu yerleşimin doğru yapılmadığı maçlarda olmuştu. Buradaki sorun Fenerbahçe savunması kalesinden 40-45 metre orta sahaya çıkıp rakibe baskı yapılmadığında, alan ve zaman verilmesi. Jesus'un doğru oyuna müdahaleleri, üçlü formasyondan dörtlüye geçmesi, risk alması ile hem iki gol attılar hem de hak ettikleri 1 puanı da alarak maçı bitirip, bu grupta kalan maçlar için moral toplayıp en iddialı takımlardan biri olduğunu da kalite ve mücadeleleriyle göstermiş oldular.
YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
TÜM YAZILARI