Hissettirdi!
- Reha Kapsal Yazıları
- 12 Eylül 2021, 23:31:08, Güncelleme: 13 Eylül 2021, 06:50:08
İç sahada Trabzonspor'un maça iyi başlaması beklenirken, Galatasaray genç kadrosuyla ve bunun getirdiği dinamizm+enerjiyle oyunun hakimiyetini eline alıp tempoyu da yükseltti. Bu dakikalarda bir de Trabzonspor'un yaptığı bireysel hatalardan çok iyi faydalanması bilip 2-0 öne geçti.
Galatasaray öne geçtikten sonraki oyun degesizliğini, milli maç arasından önce oynadığı 2-0'dan 2-2'ye gelen Kasımpaşa maçında da yaşamıştı. O gelgiti Trabzonspor karşısında da yaşamaya başladı. Saha içinde tempoyu yükseltecek ve düşürecek oyun liderinin olmayışından oyunu kontrol edemediği gibi 2-0'a kadar maçın temposunu ayarlayan bir Galatasaray yerine, maçın temposunu istediği şekilde düşüremeyen ve Trabzonspor'a da ayak uyduramayan bir takım görüntüsü verdi.
Trabzonspor yaptığı oyuncu değişikleriyle oyuna tutunup golleri bulurken, sarı-kırmızılılarda girenler çıkan oyuncuları arattı. Bu da Galatasaray'ın saha içindeki oyununu ve kalite seviyesini ciddi anlamda aşağı çekti.
Trabzonspor'un oyun başlangıcı iyi olmadı. Özellikle ilk oyuncu değişikliği ile Abdülkadir Ömür ve İsmail Köybaşı çıkana kadar "9'a 11" bir oyun vardı. Bu değişiklikten sonra oyunu dengelediler. Arkasından devre bitmeden golü bulması Trabzonspor'un ikinci yarı için oyun iştahını ve enerjisini yükseltti. İkinci yarıda yine rakip yarı alanda oyunu domine ettiği dakikalarda 2-2'yi buldu.
Ggenel olarak Trabzonspor'un da Galatasaray gibi saha içindeki bazı bölümleri doğru oynamak adına ciddi sıkıntıları var. Hücumda daha fazla bordo-mavililer bireysel hücum aksiyonları ile skor buluyor.
Bu kadar rakip yarı alanda oynayan takımın rakip ceza sahası içinde bireysel hücum yerine daha fazla takım halinde organize olmuş hücum çeşitliliğini denemesi gerekir.
Takım halinde daha alanların daraltıldığı ve akıl koyulmuş hücum kombinasyon çeşitliliği, savunma arkası opsiyonların toplu ve topsuz değerlendirilmesi, sırf bireysellikle değil kollektif aksiyonların olması lazım.
Oyunun son bölümünde her iki takım orta sahaları oyundan düşünce çok çabuk kale önlerine gidilen, takım bütünlüklerinin dağıldığı atanın galip geleceği bir maç seyrettik. Bordo-mavililer uzun pandemi sürecinden sonra kendi sahasında çıktığı derbi maçta rakibine deplasmanı hissettiremediği oyunun başlangıcının devamında hem yapılan oyuncu değişiklikleriyle hem de seyircinin oluşturduğu baskı atmosferiyle 'hissettirerek' sahadan 1 puanla ayrıldı.
Galatasaray öne geçtikten sonraki oyun degesizliğini, milli maç arasından önce oynadığı 2-0'dan 2-2'ye gelen Kasımpaşa maçında da yaşamıştı. O gelgiti Trabzonspor karşısında da yaşamaya başladı. Saha içinde tempoyu yükseltecek ve düşürecek oyun liderinin olmayışından oyunu kontrol edemediği gibi 2-0'a kadar maçın temposunu ayarlayan bir Galatasaray yerine, maçın temposunu istediği şekilde düşüremeyen ve Trabzonspor'a da ayak uyduramayan bir takım görüntüsü verdi.
Trabzonspor yaptığı oyuncu değişikleriyle oyuna tutunup golleri bulurken, sarı-kırmızılılarda girenler çıkan oyuncuları arattı. Bu da Galatasaray'ın saha içindeki oyununu ve kalite seviyesini ciddi anlamda aşağı çekti.
Trabzonspor'un oyun başlangıcı iyi olmadı. Özellikle ilk oyuncu değişikliği ile Abdülkadir Ömür ve İsmail Köybaşı çıkana kadar "9'a 11" bir oyun vardı. Bu değişiklikten sonra oyunu dengelediler. Arkasından devre bitmeden golü bulması Trabzonspor'un ikinci yarı için oyun iştahını ve enerjisini yükseltti. İkinci yarıda yine rakip yarı alanda oyunu domine ettiği dakikalarda 2-2'yi buldu.
Ggenel olarak Trabzonspor'un da Galatasaray gibi saha içindeki bazı bölümleri doğru oynamak adına ciddi sıkıntıları var. Hücumda daha fazla bordo-mavililer bireysel hücum aksiyonları ile skor buluyor.
Bu kadar rakip yarı alanda oynayan takımın rakip ceza sahası içinde bireysel hücum yerine daha fazla takım halinde organize olmuş hücum çeşitliliğini denemesi gerekir.
Takım halinde daha alanların daraltıldığı ve akıl koyulmuş hücum kombinasyon çeşitliliği, savunma arkası opsiyonların toplu ve topsuz değerlendirilmesi, sırf bireysellikle değil kollektif aksiyonların olması lazım.
Oyunun son bölümünde her iki takım orta sahaları oyundan düşünce çok çabuk kale önlerine gidilen, takım bütünlüklerinin dağıldığı atanın galip geleceği bir maç seyrettik. Bordo-mavililer uzun pandemi sürecinden sonra kendi sahasında çıktığı derbi maçta rakibine deplasmanı hissettiremediği oyunun başlangıcının devamında hem yapılan oyuncu değişiklikleriyle hem de seyircinin oluşturduğu baskı atmosferiyle 'hissettirerek' sahadan 1 puanla ayrıldı.