Kazanma alışkanlığı

Siyah-beyazlıların Denizli'de aldığı galibiyetten sonra Malatyaspor karşısında alacağı 3 puan bir çıkışın başlangıcı olacaktı. Oyunun hakimi hem ilk yarı hem de gole kadar Beşiktaş'tı.
Özellikle ilk yarı oyun hareketliliği biraz daha iyi sevide olsa farklı olabilirdi.
Kendi yarı alanına çekilen, plansız, doğaçlama savunma yapan, bunu hücumun bir parçası olarak kullanmayan, 2000'li yılların öncesindeki çağdışı kalmış savunma anlayışıyla oynayan Yeni Malatyaspor'a karşı ilk yarıda oyun hareketliliği daha iyi olsaydı, siyahbeyazlılar çok daha rahat maçı koparabilirdi.
Larin'in hücumda sol çizgide başladı, ikinci santrfor gibi içeri kat etti. Özellikle takımının rakip ceza sahası içinde çoğalmasını sağladı.
Geçtiğimiz hafta da bunu doğru yaparak golü bulmuştu. Bu hafta da Ghazzel'in o yakın mesafeden orta değil birinci sınıf pasıyla golü attı.
Yeni transferlerden Rosier'in sağdan etkili atakları oldu. Beşiktaş, bu bölgedeki ikili oyunları Ghazzel'le oturtabilirse hucüm setleri, oyunu genişliğe oynadığında daha fazla asist ve gol sayısına katkı olacaktır.

***

Beşiktaş, öne geçinceye kadar saha içinde doğru taktik anlayışla oynadı. Takım halinde bölgesel baskıları çok iyi götürdü. Siyahbeyazlılar, geriye de boş yere koşmadı, saha içinde diri kaldı.
Hücum aksiyonlarına girmesindeki en büyük nedenlerden biri de buydu.
Top rakipteyken oyunu takım halinde planlamış bir şekilde uyguladılar.
1-0'dan sonra Beşiktaş'ın geriye çekilmesi, topu Malatyaspor'a vermesi de çok doğru değildi. O dakikaya kadar maçı kontrol eden siyah-beyazlılar, yine oyunu ve topu kontrol edip oynayabilirdi. Buna Sergen hocanın çözüm bulması gerek. Aynı zamanda Sergen hocadan daha önceden de oyuncu değişikliği hamleleri gelebilirdi.
Lige kötü başlayan Beşiktaş, son iki maçta 6 puan alarak ileri haftalar için 'kazanma alışkanlığını' elde etmeye başladı. Bu da takımın özgüveni ve gelecek hedefleri açısından çok önemli.