Bardak zaten dolu son damla önemli
Umutlanıp umutlanıp kafasını kaldıramadan suspus olmaktan bıkan bir Fenerbahçe taraftarı var artık.
"Benim takımım kesin kazanır" diyemeyen bir insan topluluğu.
Hevesi kursağında kalmış, hayalleri yıkılmış, kahrından ölmek üzere olan bizlerden bahsediyorum.
Sevdiği veya aşkı yıllar içinde değişmiş, ideolojisinden bile yeri geldiğinde feragat etmiş ama asla Fenerbahçe sevdası bitmemiş koca kalplilere üzülüyorum.
Elinde yağlı salçalı ekmek ile okulun bahçesinde top oynayan, susadığında çeşmeye yumulan, akşam ezanı okunmadan da evine dönen; Rıdvanlı, Aykutlu, Oğuzlu kadroyu hiç unutmayan Fenerbahçeliler için hayıflanıyorum.
Ben, sen veya o; bizler bu duyguları yaşarken, saha içinde "Maradonavari" dolaşan bir kaç oyuncuyu görünce de çileden çıkmamak mümkün olmuyor.
Koskoca Fenerbahçe takımında arkadaşlarını dürten, ateşleyen bir tane oyuncu yok. Dokuz kişi kalmış Karagümrük takımına diş geçirebilen tek bir babayiğit göremiyoruz.
Arkadaş; bir tane diyorum, bir tane.Yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarında… Bu denli vurdum duymazlık, pes doğrusu… Havanda su dövüyorlar.
Biri aylar sonra şans bulmuş lakin pasına cila veriyor, diğeri her hareketini süslüyor bir başkası kendine macera arıyor ve sonuç ise inanılır gibi değil. Saha içinde arkadaşlarına yük olanları mı anlatayım yoksa karın ağrısı olanları mı?
Fenerbahçe'yi sevmek sadece kahır çekmek olmuş artık. Bir maçtan sonra bu kadar kırılmış, anlatacak ya da yorumlayacak kelime bulamayanların çokluğunu ilk kez görmüş olduk.
Üç büyüklerin durumu ortada.
Hepsi maddi manevi sıkıntı içinde.
Aldıkları puanlar ve sıralamadaki yerleri de iftihar konusu kesinlikle değil. Seçim olsun demek kolay fakat vicdanınızı dinlemeden kesinlikle silip atmayın. Bu kadar maddi katkıyı verebilecek başka biri olduğunu sanmıyorum.
Fedakarlık lafla kolay ama konu icraata gelince zordur. Mevcut başkanın yaptıklarını hiçe saymak, kendi adıma biraz da nankörlük olur.
Benim fikrim, görev süresi bitmeden Ali Koç bırakmaz.
Üstelik şampiyonluğu yaşamadan da gitmez.
Fenerbahçe taraftarı desteğinden vazgeçmemeli. İsyanı aklına dahi getirmemeli. Başka bir ayrıntı, sürü psikolojisine takılıp tereddütler yaşamamalı. Her şeyin ve hepsinin hep böyle kötü gitme ihtimali yok.
Bu iş bir yerden dönecek.
Şanstı, nasipti, kaderdi… Ne dersen de, nasıl yorumlarsan yorumla ama desteğini esirgeme derim.
Fenerbahçe taraftarı hem nefreti hem sevgiyi aynı anda yaşayamaz.
Ben bugün Kadıköy'de olacağım.
Orayı dolduracak 48 bin kişiden biri olarak…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.