Garnitür niyetine
Günahıyla, sevabıyla bir sezonu daha geride bırakıyoruz. Ellerimizde çiçeklerle olmasa da, son iki yolcu için beklemeye geçtik.
Bu yıl futbolun ne tadına vardık ne de adını çok andık. Her halde 24 saat daha sabredebiliriz. Eskiden ana menüde futbol olur, hakemler ise garnitür niyetine sunulurdu. Bu yıl ise tam tersi oldu. Başrolde hep hakemler vardı. Üstelik hem saha içindekiler hem de VAR'ım diyenler...
Kalkıp bana; 'orda dur, bildiğin gibi değil' dersen eğer, o zaman başka kapıya...
Bilirsiniz ben hikaye anlatmayı severim lakin hikayeyi laf olsun diye anlatmam. Kulağa küpe olacaksa, ışığı gözüne değil önüne tutacaksa veya hiç olmadı mesaj yerine ulaşacaksa anlatırım. Üstelik kafandaki sorular bitsin diye değil; daha çok soru işareti olsun diye paylaşırım...
Vakti zamanında bir mafya babası varmış. Tetikçilerini sağır ve dilsizlerden seçermiş. Yani duymasınlar, konuşmasınlar diye.
Bu tetikçilerden birini haraç almaya göndermiş.
Adam gitmiş, gidiş o gidiş... Ertesi gün baba merak etmiş. Sormuş, sordurmuş; 'bu adam nereye gitti?' Demişler ki; 'tahsilata gittiği adam ölmüş.' Baba şaşırmış. 'Nasıl olur bu? Bizden habersiz. Bulun getirin bunu' diye talimat vermiş.
H H H
Sağır-dilsiz tam kaçacakken bulup getirmişler babanın karşısına. Baba olmasına babasın, üstelik tetikçini sağır-dilsizden seçecek kadar da zekisin fakat işaret dilini bilmiyorsun.
Demiş 'bunun dilinden anlayan bir tercüman getirin.' Bulmuşlar tercümanı getirmişler.
Baba sormuş sağır-dilsize. Demiş;
'ben seni bir yere para almaya gönderdim, gittin adamı öldürdün ve parayı aldın ortadan kayboldun.
Benim param nerde?' Sağır-dilsiz öldürüleceğini anlayınca korkmuş tabi. Demiş ki; 'falanca parkta,filanca ağacın kovuğunda, poşetin içinde.' Tetikçi konuşamıyor ya, vücut diliyle ve el kol hareketleriyle de anlatmaya çalışmış. Baba sormuş tercümana; 'ne diyor bu?' Tercüman, demiş ki; 'baba, ben bu parayı aldım ve acımadan yedim' diyor.
Üstelik tercüman babanın gözünün içine bakıp; 'sıkıyorsa, adamsa bana bir şey yapsın' diyor efendim demiş. Baba bunu duyunca tabi sinirlenmiş ve tetikçiyi yok etmiş. Hal böyle olunca bizim tercüman paranın yerini öğrendi ya, o gün gitmiş parayı yerinden almış ve çatır çatır yemiş.
Velhasıl; kim baba, kim tetikçi ben girmem o işlere. Aklım da pek ermez zaten. Demem o ki; dört büyükler arasında sulh sağlanmazsa, hakemler ve VAR 'cılar önsözde bulunmaya devam ederlerse, bu tercümanlar sizi daha çok mu çok çırak çıkarırlar...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.