İnanmak güvenmek

Bir takımın iyi oynayıp sonuç alabilmesi için futbolcuların kalitelerinin birbirine yakın olması gerekir. Aksi durumda 'takım oyunu' gerçekleşmez, puan kayıpları kaçınılmaz olur. Başarının bir başka önemli koşulu, futbolcunun yetenekli, becerikli olmasıdır!
Beşiktaş'ın keyif veren futbolunda tüm futbolcuların payı vardır. Bunlardan biri de Oğuzhan'dır. İngiltere'de yetişmiş Oğuzhan, performansıyla Milli Takım'a dek yükselme başarısını gösterdi.
Quaresma'nın Çaykur Rizespor'a attığı tek golün, Beşiktaş'a 3 puan kazandırmasına en az Portekizli büyük yıldız kadar sevindim. Liderlik koltuğunu ele geçiren Beşiktaş'ın kadrosu her geçen maçta oturmakta, oturdukça seyir keyfi artmakta. Beşiktaş'ın bu temposunu cezalar ve sakatlıklar düşürebilir!
Israrla diyorum ki; Veli tam hazır olup, takıma girdiğinde Atiba ile birlikte orta sahası güçlenecek Beşiktaş, rakip forvete geçit vermez, siyah-beyazlılar kolay kolay gol yemez.
Bu, bir görüştür. Ama eksik bir görüştür.
Bu görüşü tamamlayacak olan 'takım savunması'dır. Yani; hücuma takım olarak çıkıp, takım olarak dönmektir. Bu oyunun adı da 'total futbol'dur.
Yapımcı Şenol Güneş
'Takım oyunu'yla savunmanın falsoları ortaya çıkmayacak, kimse boy hedefi olmayacak, eleştiri 'takım oyunu'na katılmayana yapılacak!
Bu nedenle biz, şimdiki oyun düzenine göre eleştiri yapalım; Beşiktaş, oturmuş, tempolu oyunu daha iyi oynayan bir takım. Bu oyunun yapımcısı tabii Şenol Güneş'tir. Yaptığı ise geri ve yan pasları yasaklamak, hep ileri oynamak, rakip kaleyi hücum oyunuyla boğarcasına kuşatmak.
Rakip kim olursa olsun korkmadan, disiplinle bu oyunu aksatmadan sürdürmek.
Büyük, kendine güvenen güçlü takımlara böyle oyun yakışır.
Disiplinsiz, şımarık futbolcunun sahalardaki ömrünü kısa olur. Allah vergisi özel yetenekli futbolcunun disiplinli olması da o kadar önemlidir. Futbolda başarı için futbolcunun teknik direktöre inanması, teknik direktörün futbolcusuna güvenmesi şarttır!