Nerede kalmıştık?
Beşiktaş'ta dananın kuyruğu, parmak ısırtan futboluyla dört haftada aldığı 12 puandan sonra koptu! Öyle bir kopuştu ki, haftalarca kendine gelemedi Kartal. Dış etkenlerin de etkisiyle, 2-1'lik Galatasaray yenilgisiyle başlayan puan kayıpları çorap söküğü gibi sürüp, gitti.
Seri kayıplar Kartal'ın adeta nefesini kesti. 4'te 4'lük galibiyet, uğursuzluk getiren sonuçlardı, Beşiktaş'a. Sonraki 6 maçında 2 yenilgi, 3 beraberlik, 1 galibiyet alarak 18 puanın ancak 6'sını kurtarabildi. Seri puan kayıplarının sonu gelmek bilmeyince Başkan Fikret Orman, "Beşiktaş şampiyon olacak" iddialı konuşmalarını yapmaz oldu!
Başkanı susturan; kayıpların durmak nedir bilmemesiydi! Fernandes'in de huysuzluğu ağırlaşınca Beşiktaş, sütre gerisinde kaldı. Artık savaşacak güç ve moral yoktu! Hesaplar, UEFA Avrupa Ligi için yapılır oldu.
Beşiktaş'taki düşüş, gerçekte Konya maçının ikinci yarısından itibaren başladı. İlk yarıyı 3-0 önde bitiren takım, ikinci yarıda oyun disiplininden kopmanın cezasını yediği tek golle gördü.
Birden ateşi çıktı
İşte yenilen o gol, geriye düşüşün başlayacağı sinyalini vermişti!
Ardından, Fernandes'in kaprisi, Gökhan Töre'nin sakatlığı, Oğuzhan ve Olcay'ın verim kaybı tuz-biber oldu.
Kartal'ın ateşi birden çıktı. Kartal'a doktorun kurtuluş raporu veremeyeceği kabul edilmiş gibi görünüyordu! Ancak bunun adı Kartal'dı. Hasta da olsa kanatlanır, uçardı. Nitekim böyle yaptı 10 eksiği de olsa Elazığ'ı 4-1 yenerek "Yarışta ben de varım" dedi.
Beşiktaş artık kaldığı yerden devam edecek moral ve güce kavuştu. Yönetimin Fernandes ile ipleri koparması genç Oğuzhan, Olcay, Veli ve Necip'in yollarını açacaktır. Bundan böyle koşan, savaşan bir orta saha izleyebileceğiz.
Kendine oynayan, şov yapmaya kalkan Fernandes'li orta saha verimsizliğiyle Beşiktaş'ın en hantal bölgesiydi. Fernandes'in gitmesiyle Beşiktaş kaldığı yerden devam edecek güce geldi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.