Kalite, ahlak, disiplin

Tayfur Havutçu, Beşiktaş'ı selefi Schuster'den farklı (4-1-2-3) olarak 4-2-3-1 sistemiyle oynatıyor. Bu sistemdeki belirgin farklılık Ernst ve Necip'le çift ön liberolu (serbest adam) oynaması. Çift ön libero ile oynamanın avantajları; rakibin arkaya attığı topları ve kaçırdığı adamı önleyip, çift yönlü özellikleriyle hücum da geliştirebilmesidir. Ernst ile Necip, bu aksiyonlarıyla Aurelio'dan daha beceriklidir.
Ancak Schuster, iyi bir kesici ve daha deneyimli olduğu için tercihini Aurelio'dan yana kullanıyor, hücum düzenlemelerinde Guti'yle yetiniyordu.
Ne var ki İspanyol yıldıza savunmadan oyun başlatma görevi de verdiği için Beşiktaş, rakip savunmayı hücumlarla boğamıyordu.
Çünkü 35'lik Guti, geniş alanda ağır yükü taşıyacak fiziksel güçte değildi.
Oysa gençlik yıllarında Real Madrid'in geniş alanda oynayabilen, oyunu geriden başlatıp, derin paslar atan önemli oyun düzenleyicisiydi.
Tayfur hoca, fiziksel gücü sınırlı Guti'den forvet arkasında oynatarak, üst düzeyde verim almaya çalışıyor.
Güvenilen dağlar
Ancak İspanyol yıldız, bekleneni tam veremiyor.
Bunun nedenlerinden biri, özlediği çocukları ile dönmek istediği Real Madrid'e kafasını takması.
Öteki neden, sık sık sakatlanmasına yol açan özel yaşantısı ve alkol tutkusu. Guti gibi, gece alemi ve alkol tutkunu Ferrari ile saha içindeki sorumsuzluğuyla Sivok da Beşiktaş'ın güvendiği dağlara kar yağdıranlardan!
Üç futbolcunun saha dışı kötü icraatları, doğal olarak puanlar yitirilmesine neden olan saha içi olumsuzluklarını tetikliyor.
Büyük hayal kırıklığı yaşamasında bu üç futbolcunun payı olduğu Beşiktaş, yeni sezona yeni geri dörtlü ve orta sahaya "lider" ararken, futbolcunun kalitesi kadar yaşantısı, ahlakı ve de disiplinini de göz önünde bulundurmalıdır.
Böyle futbolcu çok var, yeter ki arasın. Bulur...