Kontrollü oyun
- Osman Aslan Yazıları
- 02 Mart 2011, 00:23:11
Ama olmadı. Tersine, o iyi futbol oynayan takım bitmiş, seri puan kayıpları başlamıştı.
Puanlar yitirildikçe çirkin senaryolar da hortlamaya başladı, hoş görülemeyecek hakem hataları da üstüne üstlük oldu. Örneğin, Lugano'nun tahrik edici faullerine düdük çalmayan Cüneyt Çakır'ın, canı yanan Ferrari'nin dirsek darbesini kırmızı kartlık penaltıyla cezalandırması sonucu Beşiktaş, farklı galibiyete gidecekken, farklı yenik ayrıldı!
Peş peşe gelen başarısızlıkta Schuster'in de payı var. Sırtını yıldız futbolculara dayadı ama Beşiktaş'ı "takım" yapamadı.
Haksızlık yapılıyor
Ve Guti... İspanyol yıldızı, Alex gibi forvetin arkasında oynatacağı yerde stoperlerin arasına sokup, top almakla görevlendiriyor.
Ayrıca oyun kurucu özelliğinin yanı sıra uzaktan şutlarla rakip kaleyi yoklayan Fernandes'in, orta ikilinin içinde olmaması takımın ileriye gitmesini, dolayısıyla rakibi bunaltmayı engelliyor.
Son olumsuz gelişmelerle Schuster, yoğun şekilde eleştirilip, tartışılır oldu.
Hatta "bu işi bilmiyor" sesleri de duyulmaya (çok ileri giden haksızlık) başlandı!
Alman hocaya eleştiriler bazen dozunu aşarken, iyimser olanlar şu görüşü savunuyor: "Kadro da teknik direktör de iyi. Sonuçların da iyi olması için sabır ve zaman gerekir."
Tamam ama Schuster de yoğun maç trafiğinden yorulan kadroya, oturmayan sisteminde ısrar etmemeli, benimsemese de kontrollü oyuna yönelmeliydi. Antalya'da öyle oynadı, kazandı. Aynısını Trabzonspor'a karşı oynarsa, yine kazanır!