Beşiktaş'ta devrim
- Osman Aslan Yazıları
- 09 Aralık 2010, 00:42:16
İnsanlar; fizikleri, düşünceleri, mizaçlarıyla farklıdırlar. Yüce rabbimiz, öyle yaratmıştır.
Mizaç farklılığı olan insanların kimi, düşündüğünü "pat" diye söyler, kimi "tepki çekmekten korktuğu için" içine atar.
Bernd Schuster, lafını esirgemez, beyninde düşündüğü dudaklarından dökülür! Özellikle iki konuşması kimilerince tepki çekendi, kimilerince onay gördü.
Trabzon'da "Avrupa'da oynayanın halinden oynamayan anlamaz" sözü, ilk tepki çekendi! Yalan mı? Beşiktaş, Avrupa arenasında Türkiye'nin tek temsilcisi olarak, başarıyla UEFA Avrupa Ligi de oynayarak yorgunluğu katlanırken; Trabzonspor, tek cephede, haftada bir maça çıkıyor!
Alman teknik direktörün, yine kimilerine rahatsızlık da veren öteki söylemi Konyaspor maçından sonra dudaklarından döküldü: "Türkiye'de 1960'ların futbolunun oynandığını gördüm!"
w Schuster fırsattır, şanstır!
Bu söylemi de yalan değildi ki! Kazanmak isteyen takımlar, rakibin üstüne, üstüne giderken karşı tarafın kendi ceza alanında yığınak yapıp, uzun toplarla goller aradığını hep gördük, hâlâ görüyoruz!
Böylesine sevimsiz futbol, Türkiye'yi çağdaş düzeye götürmek istiyorsak bitmeli! Bunun için futbolculuk ve teknik adamlık yaşamı başarılarla dolu olan Schuster, açık konuşalım fırsattır; şanstır! Alman teknik direktörün çağdaş futbol felsefesi salt Beşiktaş'a değil, Türk futboluna da yansıyacaktır! Bunun için Schuster'e en büyük güven, destek, inanç taraftardan ve buna bağlı olarak yönetimden gelmelidir! Hâlâ Del Bosque'yi 'erken' göndermenin pişmanlığını dile getirmekten çekinmeyen başkan Yıldırım Demirören'in, Schuster'in arkasında sağlam, kalıcı duruşu Beşiktaş'ın futbolunda devrimi gerçekleştirecektir!
Bu duruşu, Bursaspor galibiyetinin daha bir güçlendireceğini umuyorum!
Mizaç farklılığı olan insanların kimi, düşündüğünü "pat" diye söyler, kimi "tepki çekmekten korktuğu için" içine atar.
Bernd Schuster, lafını esirgemez, beyninde düşündüğü dudaklarından dökülür! Özellikle iki konuşması kimilerince tepki çekendi, kimilerince onay gördü.
Trabzon'da "Avrupa'da oynayanın halinden oynamayan anlamaz" sözü, ilk tepki çekendi! Yalan mı? Beşiktaş, Avrupa arenasında Türkiye'nin tek temsilcisi olarak, başarıyla UEFA Avrupa Ligi de oynayarak yorgunluğu katlanırken; Trabzonspor, tek cephede, haftada bir maça çıkıyor!
Alman teknik direktörün, yine kimilerine rahatsızlık da veren öteki söylemi Konyaspor maçından sonra dudaklarından döküldü: "Türkiye'de 1960'ların futbolunun oynandığını gördüm!"
w Schuster fırsattır, şanstır!
Bu söylemi de yalan değildi ki! Kazanmak isteyen takımlar, rakibin üstüne, üstüne giderken karşı tarafın kendi ceza alanında yığınak yapıp, uzun toplarla goller aradığını hep gördük, hâlâ görüyoruz!
Böylesine sevimsiz futbol, Türkiye'yi çağdaş düzeye götürmek istiyorsak bitmeli! Bunun için futbolculuk ve teknik adamlık yaşamı başarılarla dolu olan Schuster, açık konuşalım fırsattır; şanstır! Alman teknik direktörün çağdaş futbol felsefesi salt Beşiktaş'a değil, Türk futboluna da yansıyacaktır! Bunun için Schuster'e en büyük güven, destek, inanç taraftardan ve buna bağlı olarak yönetimden gelmelidir! Hâlâ Del Bosque'yi 'erken' göndermenin pişmanlığını dile getirmekten çekinmeyen başkan Yıldırım Demirören'in, Schuster'in arkasında sağlam, kalıcı duruşu Beşiktaş'ın futbolunda devrimi gerçekleştirecektir!
Bu duruşu, Bursaspor galibiyetinin daha bir güçlendireceğini umuyorum!