Akşam üzeri...

Oyuna müdahalelerini sürekli eleştirdiğim Ersun hoca, dün akşam müdahaleleriyle oyunu çeviren kişi oldu.
Hazırlık karşılaşmaları oynamayan, hazırlık maçlarında yapılması gereken birçok denemeyi resmi maçlarda, maç içi denemelerle o kısa 90 dakikaya sığdıran Ersun hoca, bu kez "maç içinde maç oynayarak" kazanmasını bildi.
Uzun zamandır (en azından şimdilik) hamle oyuncusu olması gerektiğini, süre alması gerektiğini ve buna hazır olduğunun işaret fişeklerini çoktan beridir ateşlemiş olduğunu bu köşeyi ve bizleri takip edenler gayet iyi biliyorlar Abdülkadir'in. *** Abdülkadir Ömür'ün de tıpkı Yusuf Yazıcı gibi hayatımıza okkalı bir giriş yapması için Mehmet Ekici krizi benzeri bir olağanüstü duruma mı ihtiyaç var diye, aylardır sorup durdum.
Kızanlar oldu, bozulanlar, savunanlar oldu, 'oyuncu hazır olsa hocası onu oynatır' dendi...
Gelinen noktada açıkçası kimin haklı, kimin haksız olduğunun bir önemi kalmadı.
Dün akşam üzerleri gibi bir altyapı ürünü öz değer, bizlerden sonra ülkenin de gündemine girmiş oldu.
Oyunun adeta kaderini değiştirdi.
Oyuna getirdiği enerji ve hız ile; sağ kanada kattığı dinamizmle, yaptığı asistle "toprak üretiyor" dedirtti. *** Tıpkı Yusuf Yazıcı gibi...
O formanın hikayesini çocukluklarından itibaren kulaklarına fısıldayan büyüklerine adeta "geliyoruz, bilincindeyiz yükün" dediler.
Sosa gibi bir tecrübe ve yetenekten mevkileri itibariyle öğrenecekleri çok şey olacaktır, Yusuf'un Olcay Şahan'dan öğrendiklerine ilave olarak...
Dün akşam giden maç neden gidiyordu ondan söz edelim unutmadan...
Okay-Kucka kısır ikilisi inadından da bir mecburiyet sonrası vazgeçmek zorunda kaldın hocam...
Karadenizli inadı diye bir şey varsa senin inadın ondan da sağlammış, bunu da gördük. *** Evet camiayı ve özellikle oyuna, oyuncuya sabırsızlık noktasında potansiyeli iyi de gözlemlemişsin eyvallah da...
Herkes Eski Ersun Yanal'ı, haliyle dün akşam üzerindeki Trabzonspor'u izlemek istiyor...
Buna inan!