Güzel oyun asla kesintiye uğratılamaz

Trabzonsporlular'ın moral seviyesi ülke moral ortalamasının hayli üzerinde şu sıralar...
Sezonun ilk yarısında tam tersi olan bu durum, takımın toparlanması ve seri galibiyetler alınması ile doğru orantılı bir şekilde yükselmiş oldu...
Ligin ilk yarısında...
Kaybetme psikolojisi, oyuncuları adeta daha maç başlamadan bitirirken; "yine mi kaybedeceğiz" psikolojisi de taraftarları çökertti, tribünlerden ve takımlarından neredeyse tamamen uzaklaştırdı.
Haliyle de; Trabzonspor markası bu karşılıklı etkileşimden gerek sosyal gerekse ekonomik anlamda büyük yaralar aldı... *** Devre arasında yapılan doğru işlerin sahaya hızlı bir şekilde nüfuz etmesi ile birlikte Trabzonspor kupa dışı kalmasına rağmen hızla toparlandı, seri galibiyetlerle birlikte hedef revize etti...
Yeni stadyumuyla birlikte adeta yenilendi Trabzonspor...
Tribünlere kolay ulaşım, tribünlerde rahat maç izleme, stadyumdan hızlı bir şekilde tahliye olabilme; her futbol sever gibi Trabzonsporlular için de önemli bir gereksinimdi... *** Rakipler üzerinde "ev sahipliği" baskısı gibi bir realite var ise futbolda, Trabzonspor da tıpkı rakipleri gibi ev sahipliği avantajının teknik olarak altyapısına nihayet kavuştu diyebiliriz...
Önemli bir kriter olan saha avantajında ezeli rakiplerle aynı düzeye gelindi...
Şimdi geriye sadece bu altyapısı teknik olarak hazır ev sahipliğinin gereğinin yapılması için; üst yapının maç günleri organize olması işi kaldı...
Yani taraftarların maçlara tıpkı açılış maçında olduğu gibi ilgi ve alakası gerekiyor... *** Yani saha yanında seyirci avantajından bahsediyorum.
Nasıl başlarsa öyle devam eder çünkü...
Ülke futbolunda yaşanan tüm çirkinlikleri, lobi savaşlarını güzel oyunuyla bir kez daha yıkmak için yeniden dirilişin işaret fişeği atıldı.
"Güzel oyun asla kesintiye uğratılamaz..." Uğratılsa bile 5 senede bir kendini mutlaka gösterir...
Trabzonspor tarihi de bu hatırlatmalarla doludur...