Öz temkinli...

Trabzonspor bir karar vermeliydi.
Doğru oyun mu, iyi oyun mu? Haftalar sonra Ersun hoca tercihini tam da bizim haftalardır ısrarla söylediğimiz;
"bu ligin gerçeklerinin takımı ile sahaya çıkmak" yönünde kullanmış oldu.
***
Orta alanda Aytaç ve Okay ile bu saha, zemin ve hava koşullarında Konyaspor gibi ligin dişli Ekibine karşı sağlamlığı tercih etti.
Sağ tarafı ise Kadroda o formanın tek ve alternatifsizi olan Zeki Yavru'ya teslim etmesi yine sistem disiplini anlamında önemli tercihti.
Ayrıca sol tarafta Mustafa Akbaş'ın gücünden faydalanması önemliydi.
***
Tüm bunları yaparken de yerden yere vurulan isimleri aynı maçta kullanması da birilerine "burada kararları ben veriririm" meydan okumasıydı!
Trabzonspor dünkü karşılaşmada özellikle oyunun ikinci bölümünde Onur Recep Kıvrak'a ihtiyaç dahi duymayan oyun üstünlüğüyle karşılaşmayı tamamladı.
Hakemin maç boyunca yüz ifadesindeki tuhaflık, maçın genelinde kendini hissettirirken, kararları "yoksa yine mi?" dedirtti...
***
Yusuf Erdoğan hamlesi, son saniyelerde gelen gol, gol sonrası bu oyuncunun gözyaşları futbolun psikolojik boyutunu da gözler önüne serdi.
Futbolu bilen şehir psikolojisini aynı oranda bilmiyor bence.
Dün tribünlerin dolu olması ve ayağa kalkamayan takımı ayağa kaldırması bekleniyordu.
Yine öyle olmadı!
***
Trabzonspor adeta nefes aldı.
Doğru oyun, doğru oyuncu tercihleri, lige saygı, rakibi tanıma, hakeme, zemine, havaya rağmenlik...
Bence öyle ama; Bir galibiyetten çok daha fazlası olup olmadığını da haftaya göreceğiz artık!
Hakem yönetimi noktasında "Hakemlik ne vardı?" diyenler olacaktır elbette...
'Bilakis var' diyorum ve ısrar da ediyorum...
Unutanlar olabilir çünkü...
Trabzonspor gibi, geçen yıl yarıştan ne şekilde koparıldığı herkesin malumu olan bir takımın maçında karşılaşma hakeminin yüz ifadesine bir bakın, ne demek istediğimi anlarsınız!
Tribüne göndermelerin şifresi orada!