Fark’ındalık

Geçen haftaki yazımdan küçük bir kesiti ilginize sunuyorum;
"Gençler, tecrübesiz olsalar dahi, temel futbol eğitimleri gereği 'bildiklerini' çok samimi şekilde sahaya yansıtıyorlar genelde." Evet... Tribünde seyirci yok, baskı sıfır düzeyinde, alabildiğine yeşil bir alan, alabildiğine özgür platform söz konusuydu onlar adına...
Böyle olunca genç bir yeteneğin kendini, onu yukarıya taşıyan yeteneklerini sergilemesinin önünde engel ne olabilirdi ki? *** Dün, bizler onu biliyorduk ama Yusuf Yazıcı günüydü adeta, eli öpülesi anneler gününe ilave olarak...
Asistleri, golleri, sahada duruşu ile gelecek için, önümüzdeki sezon başı kampı için adını yazdırmış oldu.
Tıpkı Yusuf Yazıcı gibi Semih, Savaş, Muhammet ve Melih de bu kampa adlarını yazdıracak gibi duruyorlar...
Çocukların aldıkları altyapı eğitimlerini; görev alanlarına sadakatlerini, "görev alanına dönüş" disiplinlerinde dahi görmek mümkündü dün. *** Çocuklar dün, "altyapıda değil, yıllardır üst yapılarda sorun var" dediler adeta...
Evet güçleri, kuvvetleri abilerinden düşük, kabul...
Lakin oyun disiplinleri, anlayışları ile abilerine ders verdiler adeta... Profesyonel imza ile geçilen o psikolojik eşik, parayla ilk tanışma ve ailelerden uzaklaşma sonrası (genelde) bozulan hayat düzeni gerçeğine dikkat ederlerse güzel bir gelecek onları bekliyor bence! *** Kweuke'nin Rizespor'un her şeyi olduğunu, toplanan puanlarda başrol oyuncusu olduğunu...
Hami hocanın belki de ilk kez en gerçekçi kadrosunu sahaya sürdüğünü...
İki takımın hocasının da sezon sonunda olmayacağını ön görmek...
Sanırım bu karşılaşma sonrası iddialı sözler olmaz!