Hiç yoktan iyidir
Bir maç ki sahada iki takım var ama birinin ortada bir tek top tutup iki pas yaptığı yok. Fakat diğeri yani Trabzonspor belki de bu yıl liglerde görülmemiş bir şekilde sahada tek kale oynuyor. Evet bazen idmanlarda forvetsavunma şeklinde idman mahiyetinde sadece bir kale üzerine taktik icabı maç oynanırdı. İşte bu maç da aynen böyle geçiyor. Fakat Trabzonspor, bırakın gol atmayı bu denli baskıya rağmen bir tek gol pozisyonu üretip rakibine atması gereken tek golü bulamıyordu. Oyun uzadıkça, adeleler kendinden geçmeye başladıkça Trabzonspor'un golü, en azından beraberlik golü neredeyse geliyor derken golü uzatmalarda nihayet buluyor. Fakat bu noktada bence Abdullah Avcı bu tarz oynanan oyunlarda rakip savunmanın çözülmesi için gerekli hamleyi yapmakta zannımca oyunun telaş ve heyecanına kapılmış olacak ki, ya rakibi kendi sahasına çekip kontratak veya verkaçlarla rakip savunmayı delmeye çalışmalıydı.
Eğer rakip ısrarla senin sahana gelmiyorsa o zaman kanatları kullanarak çizgiye inip rakip savunmayı devre dışı bırakmayı denemeliydi. Ama bunu yapmadı. Kalan son umut ise bu denli baskıların rakip savunma içerisinde oluşacak bir tesadüf karambolle gol bulmak olacaktı. Nitekim gelen beraberlik golü de ancak bu şekilde oldu. Şimdi şunu önemle söylemek isterim ki Trabzonspor bu maçta ne mağlubiyeti ne de beraberliği hak etmemiş sahanın galibi olması gerekirdi ama bir puana fit oldu.
Rakip ise maç boyunca yaptığı tek atakla kazandığı bir golün üzerine 97 dakika boyunca yatmaya çabaladı. Neredeyse başarılı da oluyordu. Diğer taraftan Antalyaspor için şunu söylemek isterim. Oyunun hemen başlarında Trabzonspor gibi grafiği gittikçe yükselen bir takım karşısında 10 kişi kalınca oyunu bu şekilde kabullenmesi de futbol literatüründe geçerli olan bir uygulama olarak kabul edilirdi. Fakat hesapları 96 dakika sürebildi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.