Futbola da skora da ‘evet’

Maçın teknik yönüne bulaşmadan önce küçük bir noktayı hatırlatmak isterim: "Trabzonspor'un dünkü güzel oyunu ve farklı skorunu Gaziantepspor'un iyi oynayamadığına bağlamaya çalışmayın!" Dünkü performansı ile bordo-mavili ekip karşısında hangi takım olursa olsun sürklase olurdu.
Yeni statta, yeni bir başlangıç yapıldı.
Umarız bu hızla hem oyunun hem de skorların devamı gelir.
Demek ki bazı konuları şahsileştirip, eleştirileri bir kalıba sokmamak gerekirmiş.
Gelelim oyunun teknik tarafına...
Bu hafta Trabzonspor takımında görevini yapmayan oyuncu yoktu.
Herkes hırslı oynadı ve bir şeyleri ortaya koymaya çalıştı. Ve istenen formatın çok yakınına da gelindi.
Orta saha oyuna ağırlığını koydu. Özellikle Onazi, Castillo ilk devrede Yusuf Yazıcı takımın başarılı adamlarındandı.
N'doye'nin de oyun kurucu vasfı ile çalışkanlığını gözden kaçırmayalım. Yusuf'un ikinci yarıda neden oyundan tamamen koptuğu ise merak konusu.
Savunmada Pereire, Mas, Durica ve Uğur gerçekten başarılıydı.
Olcay ise geçen maçlara göre daha derli toplu ve hareketliydi.

Bu takım iş yapar
Ancak yine de kendisinden bekleneni vermesi için performansını biraz daha yükseltmesi gerekir.
Trabzonspor'un her zamanki zaafı kontrataklardaki çoğalamama durumu dünkü maçta da aynen devam etti. Bunu karşılaşmayı tekrar izlediğimizde anlayabiliriz.
Bloklar arası bağlantı ve saha içindeki yayılım, yardımlaşma hem göze hoş geldi hem de rakibi fazla koşturarak yormasını sağladı. Gaziantep'in işi gerçekten zor.
Atılan gollerde, yapılan hazırlık paslarında bütün futbolcular bilinçli hareket ettiler.
Dün sergilenen futbol Trabzonspor'un giderek düzeldiğini net olarak ortaya koymuştu. Bu takımın bundan böyle daha da iyi olacağı mesajlarını aldık.
Bu maçta seyircinin de sezon başlarına göre takımına daha fazla ilgi gösterip destek verdiğini görmek ayrı bir kazanç oldu.
Umarız taraftar bundan böyle de bu potansiyeli geri düşürmeden artırır.
Taraftarın bu ambiansının takımın başarısı ile de orantılı olduğunu unutmayalım.