Takım olmak şart
Hocam, Yusuf'tan "savunma adamı" olmaz! Bu adamı savunmaya dönük oynatırsanız zaten zayıf olan "ofans etkinliğiniz" sıfıra iner. Haa "Ne yapayım savunmam süzgeç gibi oluyor" derseniz.
Bırakın hocam olsun, bari ofansı yıkmayalım değil mi?
Sonra şu "solbek" meselesi. Var mı sağlam ve değişmeyebilecek bir solbek adamınız? Yok elbet.
Eee o halde dokunmayın şu İshak'a!
Ne olur bırakın, ölse de kalksa da oynasın. Nasılsa iki yakamız bir olmuyor. Bu adam buranın tek adayı, bari onu kazanalım, zira yok başka adayımız şimdilik.
Elbette Cardozo'dan istenilen verimi alamadık. Fakat hiç olmazsa adamın oynadığı yerde başından iki oyuncu mecburen eksik olmuyor.
Bari bundan istifade edelim.
Önce size yazık oluyor, sonra Trabzon'a yazık. Bu takımda as olarak, yetenek olarak bildiklerimiz hep sapır sapır dökülmeye başladılar.
Nerede o Özer, Mehmet, Yusuf, Bosingva? Nasıl oluyor da bu adamlar bu denli etkisizleşiyorlar?
Trabzon geri viteste
Bu takım pas vermeyi, top sürmeyi, adam geçmeyi unutmuş!
Takımda üç tane ileri pas yok. Halen geri vitesle ileri gitmeye çalışıyor bu takım. Nasıl olacak anlamıyorum.
Geri geri, ileri gitmek diye bir şey var mı futbolda? Balıkesir bu ligin son takımı ona puanları ver Eskişehir sana 4 atıp deplasmanda 3 yiyor.
Bunların deşifresi mümkün mü?
Evet hakem provokasyonları yok değil, var! Var da Yusuf'un ilk dakikada boş kaleye kafa ile yollayamadığı bir topu ne olur amatör küme trakımlarından bir santrafora ortalayın bakalım o bu topu dışarı atar mı?
Bu adamlar hiç mi topa kafa vurma idmanı yapmaz. Hiç mi bir Allah'ın kulu onlara "kafa vururken gözlerini kapatma kaleye bak" demez hocam.
Bu mantıkla bu kafa ile bu tarz oyunla, futbolu bu kadar sade ve risksiz oynamakla "Takım olunmaz!"
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.